1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1121
Okunma
sana yaşamdan sıkılır gibi görünürsem
bana her gece düşlerimde
kulağının ardına sokuşturduğum karanfil yapraklarını ver
ver de ceplerimi doldursunlar
kuruyup ufalanıp da kaybolana kadar
üstüme sinecek olan yalnız karanfil kokusu değildir bunu bil
rüzgarla burnuma her çarptığında yaşadığımı hissettirecek o koku senindir.
sana kimseye güvenim kalmadı dersem eğer
bana cüzdanımda ölene kadar duracağını bildiğim
o çocukluk fotoğraflarını ver
yeşersin aklımda ilk hayallerim
göçüp gitmiş, kaldıysa da hayata yenilmiş ruhlar parıldasın o gecemde
ateşler yak sahillerde
sönmesin daha da alevlensin safağın ilk saniyelerinde
ne zaman öğrendiğimizi hatırlamadığımız şarkılar söyleyelim birlikte
kanasın bileklerimiz, ölüm korkutmasın gözümüzü yanyana olduğumuzu bildiğimizde...
gözlerim birgün ağlamaktan kıpkırmızı kesilirse
seni korkuttuğumu söylemek yerine
bana ellerini ver
sonra o şarkıyı tekrarlayalım ansızın
ve de ruhlarımızın eş olduğunu
bu yalnızlığı bize hissettirenlerin yanında aslında hergün onlarca kardeşimizin de doğduğunu,
acımaksa, sevmekse, coşmaksa kimselerin anlayamadığınca yaşatmak ve devralmak için bizden,
çünkü biliriz bayraklar hep teslim edişmiştir ve hayat ne idiyse hala öyledir
biliriz böyle gelmiş ezelden...