4
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
888
Okunma

Kelepir yaşamlara astım sevdamı.
Elime, ayağıma, koluma, bacağıma
Kamçıla / yarala doymam acıya
Açık artırmada arsızlık,
Yine benim kucağımda..
Ki biz...
Koruk üzüm suyuydu
Hatırını saydığımız baldıran
Oyuk bir adres ekliyor
Kimliğimizin kızıl yüzüne Yaratan..
Vah bana...
Hayasız suyun ocağı kanayınca
Nabızsız kar utangaç avuçlarımda
Güneş oynaşırken çığ düşen yarımda.
Kırık aynalar batar ayak altı yıllarıma..
Ya Leylâ...
Miras bırakınca etini tırnağa
Tuzsuz kavrulur Züleyha
Dut yemiş zerdali dalında
Mahşer öykünür asi bakışa.
Ya Gafil...
Kantarsız ağrı dilendikçe sabıra
Ahzâp mirasını sormaz mı arsıza
Verdiğin söz yetim tüyde kalınca
Şedid olmaz mı ah çığırtkan sakala
Ey belâ...
Yatay bir düş vaat ederken imanın
Ayarı bozuk yaldızlı lafların
Sen satılırken evvelinde dünyanın
Ökçesiz zev/ahir iklimde çürük kulpsuz dalın.
Ey cefâ...
Tenim miydin yıkanan ayakların tozunda
Soğuk bedenin elimi yakıyor sıcaklığında
Ki kavursun firavuna secde toprağı
Son nefesinin nemli kanında.
Dinle !
Ölüm iklimleri dar gelir kefenime
Ve
düşer d/izime ağıt dilli sefire...
.
.
.
Habibe E. Ağaçdelen