2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
566
Okunma
bir garipsenmişliğim var sende
tuhaf olmamla benzeyen
bir acayip ses tınıları içinde
ben sende garipsenmekteyim
kış mevsimini ölesiye özleyen
emsalsiz ruh hallerindeyim
ormanların sarp yokuşlarında
salep kokuları topladım sana
ama sen henüz anlamayacaksın
yeni düşen çiy taneleri
turuncuya aşık nilüfer çiçekleri
ağaçlarda koşuşan sincaplarla
sana dönüp haykırırken
umarım o zaman anlarsın
eski zamanlardaki kadar saf
’sanki ıssız bir köy evinde
bir çocuk tuhaf tuhaf
kar gecelerinde soba dibinde
elektrikler kesilmişken
tavanda ki kızıl alevleri
uzandığı yerden seyrederken’
taşıdığı tüm masumiyet gibi
sana olan içtenliğim
aslında tuhaf geliyorken
gerçek sevgidir hissettiğim.
ve yahut aynı çocuk:
’bir yaz yağmuru ikindisinde
hava rüzgârlı ve de soğuk
düşen damlaları izlemek için
tütün seralarına girdiğinde’
aslında düşen her damla
belki de sana anlatabilmesi için
bir anı olacaktır gelecekte.
sesim olamaz mı suskunluğum?
bedenim istanbul kadar yorgun
ve düşünmekten artık çok yoruldum
beni dağların yamaçlarından bırak
korkma bulut sislerinde kaybolurken
tam ölmeden hayallerime dalarak
beni senden kurtaracaktır
o hayalperest çocukluğum.
5.0
100% (4)