2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
509
Okunma

Yine solup gitti umutlarım
hapsolduğum sonbaharında,
Dudakların ayrılığın senfonisini bestelerken kızılın eşsiz güzelliğini
andıran günbatımında,
Gülüşünden nağmeler diziliyordu kırgın
ve umutsuz sol yanıma,
İşgal ederken ruhumu gecenin
ürpertili bakışlarında,
Kalemim yarım hikaye misali ağıtlar
yakıyordu doldurulamayan boşluklarımda,
Aşk boyun bükük duygularla af dilerken
umudun kollarında,
Hüzün,matemin girdabında sevda
şarkıları mırıldatıyordu,
Ölüm çanları çalarken asilliğine sadık
olduğum yalnızlığın uçurumlarında,
Harabeye dönen yorgun bedenim tozlanmış raflarıma intihar süsü veriyordu
birikmiş acılarını üzerime kustururcasına..
Ama ne çare Dilba Hanım!
Ezilen bir gülün sarhoşluğunda
kokunu ararken,
Hançer yaralarına maruz kalan
derbeder yüreğim,
Sensizliğin merhemini tenimin
özlerine aşılıyordu...
5.0
100% (4)