0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
60
Okunma

Gitmek, yaşamak olsaydı aşk köşe başında bekleyip gözyaşı döktürmezdi. Pusuya yatmış ayrılık hunharca gülmezdi. Molozlar altında can çekişen Umut, ben burdayım duyun beni naraları atmazdı. Trenin vagonları kopmuş misali terk edilmek suret değiştirmezdi. Kimliği belirsiz duygular huzura kavuşur ümidiyle geceyi sevmezdi. Bağrına taş oturmuş yalnızlık, dört duvar arasında kendini eksiltmezdi. Maziye karışmış yeminler, acı bir tebessümle düşlere ders vermezdi. Göz altları morarmış pembe kederler, kadere suçu atmazdı. Sonu olmayan çıkmaz yollar, uçuruma davetiye çıkarmazdı. Günbatımına mısralar dizen hüzün, kalemi mürekkeple yoğurup sevginin adını sayıklatmazdı. Hayalperestlikle nam salmış çaresizlik, kalbin aynasına sevda cengini hoş görmezdi. Hor görme yetisini yitiren empati, bedene travmatik bir dejavu yaşattırmazdı. Hayatın dramatik bir komedi varsayımına bel bağlayan bozuk saatler, sevince tatlı rüyalarla dolu yelleri bahşetmezdi. Sonbaharda dökülen her yaprak, saçın ağarmasına zemin hazırlamazdı. Sözlüğe adım atmakta zorlanan gurur, illetini masum gösterip kırılgan kelâmları kışkırtmazdı.
5.0
100% (2)