3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
840
Okunma

Onu gömdüğüm sokaktan yazıyorum:
Kırım sokağı ; karşı apartmanın üçüncü katı. Tek ışık gecenin dördü.
KIZILAY tacirini tanıyor gibi sadece o ve ben uyanığız.
"Bu saate serçeler neden fısıldar Ceri"?
"Belki bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardır" dedi.
Hengameler basıyor Ankarayı
Sahra bir çöküş omuzlarda
Kırım sokağında bir kırlangıç yuvası.
Kalbim ici oyulmuş taşlar gibi
Seni bütün şiirlere sığdırdım "elveda güzelim"i ağlayarak söylediğimden beri.
Belki de Ankarayı ben öldürmeliydim 28 Mart gününe bir ağıt yaktığımda o beni öldürdü.
Söylesene hangi Tanrı bunu bağışlayabilir?
~
Her canım acıdığında Tanrı bir yağmur bırakır sêmaya.
Yağmurlar ağlaşır yüreğimle.
Oysa karnımda kelebekler var dedim kelebeklerimi öldürdüler fark etmedim .
Bir düzine general seni arıyor korkaklar kentinde .
Kalbimden gizlendiğin gibi onlardan da gizleniyorsun .
Seni düşünürken bir melodi gizleniyor kulaklarıma sonra dilimde ikâmet ediyor .
Onlar da seni arıyor
Nerede olduğunu biliyorlar ve güneş tepede ağarırken susuveriyorlar.
20 yaşında bebeği ölmüş bir anne gibi karnımdaki kelebekleri gömeli çok oldu . Bir seni öldüremedim kendimde ki bu gittikçe beni öldürüyor
Güzel şiirler yazmadığımdan belli
Çok oldu...
Mürekkebim firar etti.
Caddelerim kırmızı mavi polis sireni.
Herkes seni konuşuyor ben bağıra bağıra susarken.
Ve orkidelerim kanıyor yüreğim çırpınırken.
Hüznünü gizleyemeyen sevdalılara
Dipnot: Kelebeklerimizin Katillerine...
5.0
100% (7)