8
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
1469
Okunma

Bir gün gelir belki özlenenler
damarlara ışık saçarlar
kim bilir dilenciye bir yasemin verirler
bulutları parçalayarak,
gözleriyle güneşi getirirler
Beklenenler bir gün gelir belki
hemde
gülümseyiş yüklü bir kervan gibi
Sahi ne yaparım o vakit?
Bütün duvarları yıkacağım yere
samanyolunu vereceğim ona
gönülleri aşka
gölgeleri suya
dalları rüzgâra bağlayacağım
uçurtmalar uçuracağım gökyüzünde
saksılara su vereceğim
her duvarın başına bir karanfil dikeceğim
demir korkuluklu balkonumdan
geçen her arabaya şiir okuyacağım
-bizim sokaktan
köşeyi döner mi o araba
Sokakta rüzgar esiyor...
Senin ellerini ellerimden çektiğin gün de
esiyordu o rüzgar
günleri saymayı bıraktım
sayı saymasını da bırakacağım
ve sınırlı geometrik biçimler arasından
bir tek yanaklarını aklıma kazıyacağım
gerçeğin beş harfi
sonsuzun çevresinde döner
nasıl da bulaşmışsın gecenin kokusuna
öyle dolusun ki sesimin üzerinde
benim yarı yanım olan kimse
yüreğimden koparıp kokladığı elmayı
ayakları altında ezecek
ey yağmurda açılan
pencerenin toprak kokusu
göğsümün içinde kabardıkça kabaran
soluğu bağışla
O uzak evden
hayatın neşesinin kaçmış olduğunu
biliyorum şimdi
bir çocuğun
annesinden ayrılık mahremine
ağlamakta olduğunu
biliyorum şimdi
Sen gökyüzüm
aşkın hayalinden
daha güzeldir hayalin
Üzerime Yağ!
Beni perdelerin arkasına çeken Sen
Nasıl anlamadın sırlarımı?
5.0
100% (15)