17
Yorum
40
Beğeni
0,0
Puan
1667
Okunma

gina’ya
yazmıyorum..
fakat yazmalı
anlatmalı bir mektup hiç olmazsa
diyordu. rafael
başucu bir iki kitap
birkaç çamaşır naftalin kokan
eski günlerin hatrına
barda görmüştüm ilk
iri gözlüydü gina
music box’ta ajda
yakıp geçmemişti daha
gözün aydın diyordu
o yıllar
gaz verir gibi ruhuma
alın çizglerimi saymadan
sonra
yakınlaştık biraz
biraz daha sonra
kaç kez yalnız kaldık
ama söyleyemedim
kaçırdım gözü kalçadan
stoklayıp arzuyu
utanç bloklarına
bir süre sonra evlendi
yakışıklı adamdı
düğünde çok içtim
vurdum kendimi
katedrâl duvarlarına
gamı oltayla çekiyordu
içimde notalar acı
omzumda bir dost eli
torax’ta
o maküs sancı
o sabah
geri döndüm roma’dan
queens’teki kümese
tahammül edebilse keşke
yarım kalan romanımda
bakmıyordu yüzüme
dellenip
fırtlattım daktiloyu
pencereden
yağmurlu
bir gece çalındı kapım
hüzünlüydü gözler
kocası fena dövmüş
bıçak sırtı göğsünde
yoğun bakımda diyordu rafael
şuursuzca
fırladım evden
fellik fellik sokak
efil efil rüzgâr
dostunun evinde buldum
pişman değildi hergele
gözümü kırpmadım vurdum
iş bu hale varınca
sana kıyamadım gina
zaman benden uzundu
san vittore duvarlarında
Seçkiye en derin sevgi ve saygılarımla.