Gizli iç seslerimizin, içinde,
Yaşanan bir cehennem balosu.
Masumiyetten uzak ve absürdün zaferiyle,
Eğleniyor bütün entelektüel seçkin konuklar…
Önce,
Eros’u görüyorum ağlıyor, gizlemeden gözyaşlarını...
Balonun asil kızı çok sinirli görünüyor,
Kırmızıya boyanmış tırnaklarını yiyor ve hızla tükürüyor.
Biri,
Yere çökmüş, dikmiş gözlerini,
Gecenin zifiri karanlığına, mavi bulutlarını arıyor…
Zavallı Hera,yaptıklarından çok mahçup başı öne egik.
Birileri daha var tanımadığım,
Bir şeyler mırıldanıyorlar Latince,anlamıyorum...
Falcı bacının önünde fanus, oturmuş salonun tam ortasına,
Kehanetlerini savuruyor...
Al_az, acı bir hayal elemi içinde,harıl harıl yazıyor,
İçini har yakan ateşlerini....,kağıt alev alıyor…
Edison bağırıyor...,buldum,buldum diye...
Ceylan postuna oturmuş, William Shakespeare gülümsüyor.
Altınsaçlı bir adam,bir eliyle saçlarını tarıyor,
Parmak uçlarıyla hafif hafif dokunuşlarla.
Diğer elinde altunsabak.
Zavallı bir gelincik,kaptırmış kendisini müziğe,
Ölümcül bir flemenko dansı ediyor.
Galile sıkılmış gitmiş,fiziksel hesaplarına.
Öbürleri sessiz,saygı duruşunda.
Fatih Sultan Mehmet neden üzgün acaba?
Cengiz hanın eli,kılıcının kınında
Ha çekti,ha çekecek.

Derken.....

......İniyorum merdivenlerden.
....... Bembeyaz bir kuğu gibi,
........Saçlarımda, güneş,
.........Eteklerimde, samanyolu...


Büyük İskender neşeyle kükrüyor,
‘’Nedir bu haliniz Allahaşkına ‘’?
Görende yas tuttuğumuzu sanacak,
Baksanıza şuraya!
‘’Hadiii,güzel bir aşk şarkısı çalsanıza ‘’...

Dansa başlıyorum,
Büyük İskender kollarım da.....


Arka sahnede 23 nisan kızlar korosu.
Soloda.....Zeki Müren
Sazlarda...... sevimli bir ozan.
Şarkı.... gelincik.
Zaman....işte o zaman!








hande HAGHGOUİ

04.07.2008,cum_aa
çengelköy/İSTANBUL

Hande Haghgoui