5
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
700
Okunma
Seni sevdiğim gün anlamıştım.
Bu sevdanın,adınla biteceğini
Birlikte yaşlanırız sanmıştım
Ne bilirdim,vakitsiz gideceğini?
Hoşgelmiştin ama çok geç gelmiştin.
Uzun yıllardan geçip,pek güç gelmiştin.
Ateşalımı gelip,ateş koyupta gitmiştin.
Şimdi bu yangını,hangi suyla soğutayım?
Alışırsın diyorlar,geri döner diyorlar.
Naz ederek,küsüp gittiğini sanıyorlar
Ölüm nasıl anlatılır ki?Anlamıyorlar.
Bilseler ki,rüyamda görmeye razıyım.
Geç bulduğuma mı,tez yitirdiğime mi?
Yoksa bu aşkı,Hakk’ın bitirdiğine mi?
Doyamadan,ölümün götürdüğüne mi?
Kalana mı,gidene mi?Hangimize yanayım?
Ya,bu zaman denen illeti,geri alabilseydim.
Ya da,gittiğin uzak diyarlara gelebilseydim.
Seni,ölümün olmadığı yerde sevebilseydim.
Bir çare YaRâb! Sana hangi dilde yalvarayım?
Seni sahiplendiği için,saygı duymasam
Kendimi,şu toprağa düşman bulurdum
Eğer ki,o Râbbim’e imân etmiş olmasam
Yanına uzanır da,çoktan toprak olurdum.
Ağladığım omuzlar,bir teselli verebileydi
No’lurdu "Sevenlere,ölüm yasak" denileydi.
Alır mıydı yanına,benden çok sevmeyeydi?
Yaradan’ın emrine,nasıl karşı durayım?
Halimi anlatmaya,yıllarım yetmez.
Sensiz yarınlar,senli bir dün etmez.
Acı’n yurt kurmuş,kovsam da gitmez.
Böyle yaşamaya,ne kadar dayanayım?
Biten bir hayata,nereden başlanır?
Yaşamak,ölen kalbe nasıl anlatılır?
Biçare gönlüm,ne deyip te kandırılır?
Ben şimdi,nasıl bir yalana başvurayım?
İnsan yarası iyileşince,acısını unuturmuş.
Peki ruhta olan bir yara,nasıl iyileşecek?
Zaman,güya bütün dertlere çare olurmuş.
Sanma ki seni unutmaya,bu ömür yetecek....
İLKER KAHYA
{Veliaht}
5.0
100% (5)