kanatları ince ufka yakın garip bir bulut
bir beyazın içinde ala güvercin gibi süzülür
güneşin eteklerinde ise mor çiçek inceliği






dalga kıranları gözlerinden düşen cağlar gibi uzun
bir ses gibi yeşil dallarında martı uğultuları
kenarları uzun ve kırgın saçları gibi yosun





bir balığın gözleri uçmaya hazır
pulları gök kuşağının derin hırkası gibi
bir coşkulu rüzgar konuştukça akan yağmur gibi bereketli




kalın okyanus derin nehir karışıyor sanki
her biri ince renklerin ahenginde
biri tunç biri demir elli






bir serçelerin ellerinde gökyüzünün sadeliği
yıldızların gölgesinde orman ay kesiği
birde çocuk bu denizin ufak elleri





güneş tan kızıllığına döküyor beyaz dalgalara inat
kara yel tuzlu iki lotus çiçeği büyütüyor sabırla
kuzeyinde uçmak vadisi güneyinde sarı çamlar nefes alıyor





gölgelerinde bir baykuş sesi yalnızlık
nefes nefese dağların beyaz örtüsü
kırk adımlık dalgalar ile mavi ses ürüyor





ve günaydın diyeceksin sabahlarında açan çiçeklere
yağmur saçlarında kokacak güneş ise kirpiklerinde
kar yağacak geceleri yıldızların ışıklarında ilk baharların ile


*


yeni güleceksin içindeki çocuğun gözleri ile
yaşamak gibi ciddi bir duygu,
zaman gibi kısa olmayan mevsimlerde