4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
744
Okunma
Özlem havası döşeniyordu üzerime ağırlığınca
Kaldırım köşelerinde bekliyordu yalnızlık
hep aynı saatlerde gece yarısı
Kaderimde bir dilim ekmeği bulamayan sokak kedisi şansı
Hukuka aykırımıydı ölesiye sevmek
Ya da rüyalarda tenine değmek
Suç hazır korkum günahında
Karalandım ve damgalandım her defasında
Sonra fırlattım kenara hayatın yasaklarını ve tüzüğünü
Kalbim eskiciden çamaşır mandalıyla değişeceklerim arasında
Dağıttım ihtiyacı olana baharı siyaha boyandı gökyüzü
Rengarenk açılmayacak akşamsefaları
Semadan cımbızla kopardım ayı ve yıldızları
Mehtaba tebliğ ettim görevinden sürgününü
Sabahlara kadar tüten hasret çekistirirdi saç diplerimden
Herşey okunurdu bir çırpıda görebilseydin gözlerimden
Sözleştik yalnızlıkla kesinleşen düğün gününü
Kestiler bilezikleri kolumdan çıkardılar yüzüğünü
Kuşağı sararken nazikçe beyaz kefenimin üzerinden
Çaresizlik dökülüyordu acıyla kanlanmış göz bebeğimden
Binlerce karınca ayaklarıyla tırmalıyordu yüzümü
Ressamlar çiziyordu sanki suretimi keskin fırçasıyla
Yada bir gassal yıkıyordu cesedimi çabut parçasıyla
Sonuna kadar açıktı gözlerim nöbetteydi kirpiklerim
Fondöten kapatırmıydı kara yazımın dikiş izlerini
Silinirmiydi simsiyah kalemin pervasız kömürü
On santim yaralayan beşini geri çekince affediliyormuydu
Kelimeler manasız cümleler boşuna ve gitmiyordu hoşuma
Alışamadım nesli tükenmek bilmeyen timsahların gözyaşına
Beni öldürüp neden gelirsinizki mezarımın başına
Bu kadar hırsızlığa heralde haklı ve aklı olan dayanamazdı
Delirdimde katlandım güneşin pencerede birdaha doğmayışına
Kimseyi istemem bayramlarda yaradanlayım bir başıma
Kim inanırdı gözümün önünde bir gün babam ölecekmiş
Yaşama sevincimle birlikte toprağa gömülecekmiş
Alabora gemimi izledim ertesi sabah tufanın kıyısından
İnsanlar insanlıktan çıkıyordu okuduğu Fatiha arkasından ...
...
5.0
100% (4)