2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
568
Okunma
.
Velveleyle geçen ömrü, uzunca bir düşe saydık...
Gülden güle uçan gönlü, gökyüzünde kuşa saydık…
.
Gaye bilip katı-yatı, koştu durdu nefis atı,
Yanlışları bol hayatı, bu akılsız başa saydık…
.
Gönül över tuttuğunu, dostlarına kattığını,
Dostun dosta ettiğini, karanlıkta taşa saydık…
.
Kibir bozar kimlikleri, rehber eyler kemlikleri,
İnsandaki hamlıkları, tam pişmemiş aşa saydık…
.
Şer tohumu nedenleri, halen buyur edenleri,
Beyni kadük bedenleri, zavallı bir keşe saydık…
.
Sahte ise eğer işi, lafla insan olmaz kişi,
Ahlakı kıt vatandaşı, çarkta kırık dişe saydık…
.
Gördük harcı bozukları, hile-hurda azıkları,
Yediğimiz kazıkları, bir seferlik tuşa saydık…
.
Şirki hak yol bilenleri, beleş ikbal bulanları,
Bir kula kul olanları, nefes alan leşe saydık...
.
Çektik amma nice cevri, döndürmedik yine nevri,
Gördüğümüz kara devri, mevsimlerden kışa saydık.
.
Yalanlara kanmışlığı, zevkle, şevkle anmışlığı,
Sirkeyi bal sanmışlığı, şu çatılmış kaşa saydık…
.
Kalpten sildik düşmanlığı, gaye bildik insanlığı,
Geç duyulmuş pişmanlığı, gözlerdeki yaşa saydık…
.
Her yer bin bir tuzak dolu, ver elini, unut kolu,
Sonu hüsran pek çok yolu, firesi bol işe saydık…
.
Baş edilmez felek ile, bitmez çünkü onda hile,
Yek atsa da bile bile, biz zarını şeşe saydık…
.
Güvendiğim nice kişi, delik-deşik etti döşü,
Her yamuğu fark edişi, serince bir duşa saydık…
.
Bostancı der, aldık dersi, gördük şükür düzü tersi,
Başı derde salan hırsı, Yunus gibi, boşa saydık…
.
Veli BOSTANCI (Ankara, 2010)
5.0
100% (4)