3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
779
Okunma
dipsiz bir kenara gittim
düşlerinde adsız kan izlerinin kuruluğu
sesinde bulunduğu kuytu bana seslendi
ve aklım eski bir uykuda
düş aldı
karanlık ve anlamsızlıklara düştüm eğildim gülerek
geçmiş bir umudun ve kırılganlığın sesi idi
soğuk denizden çıkıp kıyıya süzüldü
deli konuştu " diri kalma dedi "
son gibi
onun anlamsızlıklarında uyku gelmez
kötü ve karanlıklar gezinir
dünya ölümle gizlidir
büyür birden anlamsızlıkta
o bıraktı herkezi
gökyüzündeki kuşları damları
topraktaki karıncaları bile
nefesini tutarak
uyukladı birden
koyuluğun kirli kenarlarında durdu birden
sabır için dua istedim tanrıdan
onun varlığına adanacak yokluk için
düşler
o yüreğimdeki kırılan acılar la
uzun uzun bağırdım
duymadı
değersizdi yokluğun renkleri
ölümü bildiği için sessiz oldu an ve an
başka insanlar kutsadı boyuna
kuru bil dalın rüzgarda kımıldaması gibi sürüklendim
bedenim yırtıldı yeri dolmadı
kırık bir düş gibi uykum zamana gizlendi
kalın ağrılarla ve istekle
tanrı kalın çizgilerle vurarak ezdiyse yüzümü
ve nasıl gizlediyse tatlı gülüşlerimi
baktım öyle derin kalamayan zamanlara
geceye süslenmiş perdeler ölümümü bekliyor sanki
ona seslenen sözler küstü
sevgi olan adı
onun yokluğunda yalnızlaştı
yüzeyine gömüldü
beyaz ve kımıldamadı
gri aynalarda bakıyorum yüzüne
değişimden kalan gözlerin izini
karanlıkta bakan kadın
kadere bakan artık benim
anlamadım nerede bitti aşk
seni yağmur damlaların üşüyen yüzlerine bırakıyorum
gün sabahında uyanan rüzgarın nefesinde ve güzel gözlerin ile
yakarak yalnızlığımı ters yüreğinle hayata saflığa doğru
artık beklemiyorum kal orada geride kırık yarınlar ile
var ettikleri dünya hiçlik krallı gibi
biri siyah ve gölgelerin kalın suntaları
gecede ay
ve hiç bir gölge yarım değil
karanlık tül gibi
yok siyah
benden düşüyor aldıkların
karanlıktan kalanları
anlamsızlığa ver
ıslak her yer
ve azcık ılık
5.0
100% (9)