hayatın kırmızı ışığında beklerken
gözlerime üşüşüyor içindeki çocuk
bakışlarımı silip
mendil satıyor yaşlara


yeşili beklemeden sarıda’n geçiyorum
kolay olmuyor öyle hayatın sarışın ve yeşile özgü yollarından geçmek
üstelik her vazgeçiş plakayı alıyor
görüyorum dikiz aynasından


düş yolunda yoruluyorum bazen
bir bardak ç’ay
bir de gerçeğin acısız tarafından istiyorum
hayalperestten


önümde yaşlanmayı bekleyecek zaman var daha-diyorum-
gözünde yaşlanmayı bekleyen yas’lı bir kadına


yani bölünmüş yolda aynı istikametteyiz
çift şeridi teke indirebiliriz son uçta


yol boyu süzüp duruyorum
yol boyunca s’üzülüp durana


elbisesi defne haritası gibi
kim bilir ne define çıkar altın’dan
ellerim kazı ekibi


peşinden dikiz aynasına bakıyorum
düş peşine düşen başka bir düş var mı diye


bir yandan hatuna
bavulu boş mu diye..


derken yol üstünde aşkstop yapan iki kadın görüyorum
gözlerinde üç maymun


dursam ineceksin
durmasam sirke dönecek aklım
aşka şirk koşmuşum zaten
meşke sirke uzatır mısın


sonra kavşağa geliyoruz
yine kırmızı ışık


gelişi güzel adımlarla
gülüşü gazel bir çocuk


menekşe diyorum
mendili düşüyor elinden


döneceğim diyorum
verdiğim son yeminden..