Tutkuların nemini yutan yağmur
Anlat bana enginleri
Anlat bana engelleri
Kumsalında ağlasın dalgalar
Kelimelerin nefesinde üç harf
Kırılsın şair şişeleri
Aksın selimde şiirler!

İçimdeki sonsuzluk
Huzurumun rengi
Dar geliyor dersen ummanlar
Anlat bana turuncu yaşamları
Gül dalına sarılsa da sarmaşık
Bal özün zehrinde ilaç
Kokusunu veren renginde konuşur çiçekler!

Avuçlarımda yoğrulmuş tespihler
Düğümsüz beyazda bir mavi bir kızıl
Dertlerimde dere suları
Dualarımda kırmızı beklenti!

Anlattı maviyi anıların kızılı
Menekşe gecelerin yasemin kokulu düşü
Yarınlar aynasına yansıyınca belirsizlik
Gönül özgürlüğüm sır tepesi ehram
Takıldım mumyaladığım gölgelere
Sunağıma aktı alaz sokağın göz yaşı!

Kelebek kanadında hayal desenleri
Kozasına bağlı
Gözlerini öpen mendilinden süzülür
Anıtsal aşkları yutan serçe gözyaşı!

Hediye mi git desem de
Susamışlığa hibe ettiğim yaşam
Bir tabutluk beden
Üzerinde ölümü seven beyaz
Kurşun zırhı dudaklarda
Ayazında ıslanmış mor kardelen
Belki kerpiç duvarlı hayali diyar!

Uykularımı çöz,yar sesinde ki nem
Şafak söktü gök kızılı sular mavi
Damlalar suskun suların saçlarını örüyor
Oryantal ayrılıkta yakamoz şarkılar !

Eteklenirken bulutlar
Ayak diretmeden el salla
Bir varmış bir yokmuş
Veda et bilmecemde ki kayboluşa
Yok yazmam dersen al eline fırçanı
Yıldızların hayalinden silinmeden geceler
Göz sularıma çiz rengimde deniz kızını!

Geceyi uyutmayan sözlerin şelale vurgunu
Gönlüne sarıldım salyangoz gibi
Güzelliğinle taçlandı kayalar
Düşlerimden düştü inci tanesi
Yağmur teninde derin sularda yalnızım
Dudak kıyısında bekleyen kelimeler gibi!

Su kaymağım
Ten dokuma dökülse de renkler
Arıyor rengini
Bekliyor masalların sine-i mavisini .!

NURTEN TARIM