4
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
1845
Okunma

Akıtırken zamanı dudaklarıma
Kırmızı bir şarap kadehinden
Hapsetmişim mehtabı da kollarına
Geceyi güzelliğin ile yenerken sen.
Kara gecenin yüzüne gülümseyen
Ay’ın şu mukaddes çehresi
Göğün arş’ından ise tenime süzülen
Soğuk ışığının gümüş elleri
Ay daha henüz kurulmuşken tahtına
Ufukta fecrin arz-ı endamı belirir
Daha çok vakit varken halbuki sabaha
Gece ile gündüzü yek eden nedir?
İşte ufukta o ince beyaz iplik;
Siyah ipliğinden nazlı nazlı ayrılırken
Saçların gibi beyhude o hiçlik
Sökülüp gider kuzguni yüreğimden
Rüzgardan kopan o eşsiz ahenk,
Süzülür mağrur gecenin kara koynundan
Esvedin içinde dans ederken binbir renk
Hangisinden akseder son meçhul sedân?
5.0
100% (21)