2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
559
Okunma
Çocukluğumdan almışım, sırtıma
attığım en büyük yükmüş.
Farkına varmadan yarım
yamalak yaşamışım,
Donuk benzinden okuyamamışım
kederin benim kaderim olacağını.
Sessiz içli sevişlerini
anlamadığım zamanlarda sana
benzeyeceğimi bilememişim.
İki Anneyiz biz seninle sabrı
yüreğine eken, bekleyişi harmanlayan.
Dönüp yüzüne baktığımda anlaşılmaz
acılarınla büyümüştüm oysa
Hamallığını ettiğin özlemlerin
ne gün benim yüreğime eklendi.
Cam kıyılarında pusu tuttuğun yolları
seninle izlerken yokluk oturdu içime.
Sende sende böyle
beklermiydin Anne.
Alnıma sürülen kaderi senden
ne gün aldım, İki Anne iki
acıyı bölüşüp katıksız yerken
bizim sancımız ne gün biter?
Aynı masada karşılıklı
otururken gelmeyenlere
sitemlerimiz yürekten çıkıyor.
Seneler bir bir gözümüzden akıyor,
Diner mi bir gün aynı kaderin
eşiğinde ki sessiz haykırışlarımız .
Beni teselli eden yüreğinde
benden büyük acıyı nasıl taşıdın .
Ahhh Annem! Bekleyiş bizim hüzün
yanımız, suskunluk çığlığımız.
Lokmalar durur geçmez boğazımızdan,
içtiğimiz su zehir zemberek
Bizimde yüzümüze vuracak mı şavk,
yüreğindeki umut bana da gelecek mi?
O koskoca kalbindeki özleme ben
hangi ara ortak oldum be Anne!
İki yaralı Anneyiz! Elimiz
boş sinemiz kokusuz gelir
mi ölmeden beklediklerimiz!
Söyle, söyle Annem! Bu kaderin bağı
kopacak mı gözlerimizi yummadan!
5.0
100% (6)