7
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
1627
Okunma
Yeni bir şiir başlatıyorum, buradan kalkan ilk trenle
E F T E L Y A...
Bavulu henüz toplanmamış aşkların
Son parçalarını birleştirilecek
Bekliyorum ...
Belki gelecek olan mektubu , belki kavuştağı Sona’mın...
Ah Sona
En sığ suların kayalarına yelken açmak kolay iken
Sana gelmek, Arnavut kaldırımı...
Oysa kızıl yapraklı çınara benzer dudakların...
Gamzelerinde ekilir gül bahçeleri
Masallarıma karışır sesin
Ve yine aşık olmanın eşiğinde,
Atarım sonsuz bulut boşluğuna...
Renk saldım topraklarına
Her yürüyüşte açan kalplerin anısına
Tüm ruhlara sûra üfler gibi
Adını anacağım, deniz kokan günlerinin
Yabani otlarında kuracağım memleketleri
Sevişmeler sonrası dudak kenarlarına
Konacak hazzım
Ve öpeceğim paslı kırıntılardan kalan
Yürek yüzünü...
Kimi kandırıyorum ki...
Ben bir ağır depresyon
Sen ise şizofren hayallerim...
Katık zeytin ekmek geçiriyorum geceyi
Anlaşılmayı bekliyorum ister istemez
Fakirliğim diz boyu
Kibrit ucundaki Ateş ile ısınıyorum
Yamalı örtülerle bağlı ayaklarım
Ve tek zenginliğim sensin
Tek bedava düşlediğim...
Güzellemelerini içmiştim
Karanlığında, gecelerin
Şiir sarhoşu dudakların arzusunda,
Seni yazdım her gün
Yaprak kokusunun sarı saçağında
Öpüşken dokulu çiçekleri geçip
Yabani otlu Histasyon’da
Kafa karışıklığına bavul topladım
En kısrak beldelerin bağlarına
Gidiyorum,
-Sen- aramaya...
Rüyalar ağlıyor saçlarında
Gözlerinde kuşlar kırık
Ve dimağı eksik ruhumla
Sana birikiyorum...
Karanlıkları sarınan Histasyon yolcusu
Küçük penceremden selam sana
Uzun yolculuktur seninki, gelesin
İki gevrek bölüşürüz belki
Biraz çay
En yorgun anıları anlatırken, farkederiz ki
Her gün gitmeye hazır sorgu birikiyor içimizde...
(Akdeniz’i cebinde taşıyan kız...)