5
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1092
Okunma

Firuze; bu gece pencereni aç
Yıldızlar dökülsün avuçlarına
Kim bilir hangisi sesine muhtaç
Şiirler yazsınlar göz uçlarına
Firuze; bu gece pencereni aç
Çırpınır sözlerin her bir karışı
Başını çevirip gittiğin zaman
Sendedir ruhumun her yalvarışı
Ne zaman dizime düşse o ferman
Çırpınır sözlerin her bir karışı
Firuze; gölgesi kehribâr ceylan
Kaç sultan devirdi edâlı hâlin?
Yeryüzüne inmiş nazlı âsûmân
Temsilcisi misin yoksa hilâlin?
Firuze; gölgesi kehribâr ceylan
Bâd-ı saba vakti bülbül duâsı
Gül serencâmında yele dönermiş
Başlarmış gülünü aşk istilâsı
Yüzünü çevirse küle dönermiş
Bâd-ı saba vakti bülbül duâsı
Firuze; Nişabur çiçeği misin?
Varlığın muamma sesin efsûnkâr
Abdestli rüyanın gerçeği misin
Rayihânda gizli bin türlü hâr var
Firuze; Nişabur çiçeği misin?
Gör bak ne hâldeyim bana yabancı
Sina çölündeki garip bedevi
Kendime misafir kendime hancı
Ne dünyalık oldum ne de uhrevi
Gör bak ne hâldeyim bana yabancı
Firuze; sen misin ebabil kuşu
Neler taşıyorsun kanatlarında
Yükselip aşarken her bir yokuşu
Neyi arıyorsun gök katlarında
Firuze; sen misin ebabil kuşu
Dağlar gel sesini buyurduğunda
Yolcu heybesine hicrân atarmış
Hasreti dağları doyurduğunda
Sazının telinde derde yatarmış
Dağlar gel sesini buyurduğunda
Firuze; yokluğun rüyada cinnet
Kaç uykuyu böyle böldüm pervasız
Sahi imkânsız mı davete avdet
Beni bırakırken kimsesiz ıssız
Firuze; yokluğun rüyada cinnet
Gel artık bekletme çoban yıldızı
Bir tebessüm bırak karanlığıma
Lütfunla dinecek içimde sızı
Aldırma sensizken virânlığıma
Gel artık bekletme çoban yıldızı
Firuze; kaç bahar beklemem gerek
Ve hangi sabahta dirileceğim
Artık yanağımı yakıyor gerçek
Bu gidişle inan delireceğim
Firuze; kaç bahar beklemem gerek
Her sokak başında sanki bir avcı
Okunun hedefi ben sanıyorum
Oysa ben zararsız vuslat muhtacı
Baktıkça kendime utanıyorum
Her sokak başında sanki bir avcı
Firuze; sur mudur taç mahal evin
Zümrüd-ü ankaya emanet misin
Karşısına çıksam onlarca devin
Ezelden ebede işaret misin
Firuze; sur mudur taç mahal evin
Kıvrılan dudağın yaraya kezzap
Damardan damara yol alan acı
Yorgun bakışlarla süzerken mehtap
Gel diye beklerken beni umacı
Kıvrılan dudağın yaraya kezzap
Firuze; karlarda açan kardelen
Çıkmaz sokakların sevda güneşi
Deryayı kabartır aşkta şelalen
Bulunmaz aslının bir başka eşi
Firuze; karlarda açan kardelen
Bir gün lügâtinden çıkarsa vefâ
Düşerse yüzünün masum gülüşü
Makberî’ce olur sözüm son defa
İşte o gün başlar âşîk ölüşü
Bir gün lügâtinden çıkarsa vefâ
____________Makberî