3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
607
Okunma

Salacağa düştü yolum
Sabah olmuş
Sokak lambaları sönmüş
Çığlık çığlığa bir maviden
Bir maviye fırlıyordu martılar
Onları karşılayanlarsa yine hep o gri bulutlar…
Beni sahil de görmüş
Her nasılsa martılar
Ve ayaklarımın da hasret giderdiği
Hepsi de çakıl taşı seslerinden ürkmüş !...
Bir bardak,
Tavşankanı çay gibiydi
Gittiğim balıkçı kahvehanesinde ki
Çay içerken yaşadığım düş…
Yıllardır gelmiyordum buralara
Canlandırmaya çalıştım anıları kafam da
Tavşankanı çayın verdiği sarhoşlukla
Galiba anılar da bana sanki küsmüş…
Oysa o zaman ki ruhum benim
Ne aşk ölümlerine gidip gidip dönmüş
Ben o ölümlerle eriyip tükendikçe de
Demek ki anılar da benden umudunu kesmiş…
Benim onların yanın da olmadığım yıllar da
Sahipleri olmayınca
Belki de anılar da ölürmüş
Ya da ben kendi ruhuma yoksa,
Yeni bir değişim gömleği mi örmüş…
Kalkıp gittim daha sonra
Anladım ki eski acıların bir nebzecik ateşi sönmüş
Yarım bıraktığım yeni acılar ise
Hala beni izliyorlardı arkamdan
Peşime üşüşmüş…
Ve dedim ki ben kendi kendime
Mutluluk neden sadık değil böyle
Oysa acılar sahiplerine,
Meğer ne kadar da çok düşkünmüş...
==============
İ.Hakkı Gürcanok
==============
5.0
100% (4)