Danışmak, görüş alışverişinde bulunmak İslam’ın emridir,
İnsanların problemlerine çözüm yolu bulmak ne de güzeldir.
İslam dini, istişareye büyük önem vermiştir,
Ümmeti Muhammed’e de bu yolu teşvik etmiştir.
Yüce Rabbim Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyurur:
“İş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven,
Doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever.”
“Onların işleri aralarında danışma iledir,
Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarf ederler.”
Hz. Muhammed, Kur’an’ı kendisine ilke edinmiştir,
İnsanlığı bu güzel ve erdemli yola yönlendirmiştir.
Müslümanlar, problemlerini danışarak çözerler,
İslam’ın yolundan bir dem sapmadan giderler.
Bir sahâbî, istişareye verdiği önemi şöyle anlatır:
“Resûlüllah’tan başka, arkadaşlarıyla daha çok
İstişare eden bir kimse görmedim.”
Sözleriyle istişarenin önemini bizlere anlatmıştır,
Danışarak yol almanın yollarını bizlere göstermiştir.
Atalarımız da: “Danışan dağları aşmış,
Danışmayanlar ise düz yolda şaşmış.”
Tek başına kalan düşünceler, çadır kuramamış,
Bir yolunu bulup da hakikâte ulaşamamış.
Birlikten güç doğar, tek düşünce korkudan titrer,
Birlik oldu mu hedefine bir mızrak gibi gider.
O, Bedir, Uhud, Hendek savaşlarında danışmış,
Uhud savaşında ise gençlerin kalbîni kırmamış.
Hendek’te Selman’ı Farisi’nin görüşünü almış,
Düşmanların emellerini hendeklere sarmış.
O, bütün aile üyelerine önem verip danışırdı,
Küskün düşünceler, onun yanında barışırdı.
Kızı Fatma’ya danışarak Hz. Ali ile evlendirdi,
Onların mutlu yuvalarını güzelce temellendirdi.
Ümmetinin rızasını alarak işlerini yürütürdü,
İslam’ın sancağını, en ücra köşelere götürürdü.
Yine buyurur ki Hz. Peygamber bir hadisinde:
“Bir millet işlerini yürüttüğü sürece zillete düşmez,
Danışan insanlar da asla pişman olmaz.”
Bütün bunlar bize gösteriyor ki;
İslam dininde bütün işler, istişare iledir,
Hak ve hakikâtin yolundan böyle gidilir…
03.06.2010
Akdağmadeni