8
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
870
Okunma
Sözcüklerin ikbalinde tanrısal bir d/okunuş…
Mavinin ön sözünde saklı bir cenin gibi
Ellerimden damlayan kan ve hazandan arda kalan
Oysaki mevsimin henüz başı
Karan günden
Kanan yürekten
Emsalsiz bir rahmet
Aşka binaen sözcüklerin devindiği rahlede saklı
Akıbet.
Hoş görülü bir kâhin belki de
Şiirden dökülen zerreler
Bir heves ki aşkın kalkmayan naşı
Huşu içinde ölmeyi diliyor insan.
Sezgilerin albenisi…
Ne mümkün ayrı gayrı yaşamak?
Ne mümkün bulutlarda takılı o veryansın,
Huda yaratmadan evvelki dünya tek talebim:
Hani acının ve ihtirasın olmadığı
İyiliğin de asla sonlanmadığı
Bir metazori iklim benimki;
Ellerimde adeta oyun hamuru, sefil imgelerim.
Belki de bir düş gücü
Görücüye giden huzurun aşkla vedalaştığı
O izlek
Terennümü kayıp bir şehir gibi
Gözlerini kısan şiirde fellek fellek.
Peşine düştüğüm bir nebze de olsa huzur
Yankısı duyulmayan, unutulmuş mazide
Kelamın dahi nazlandığı müspette
Temize geçirdiğim yürek ikliminde
Metazori bir coğrafya
Âdemoğlu, Havva kızı nereye saklandıysa.
İzdüşümünde yanılgının, efkârın
Tekleyen kalplere de ettiğim rücu
Safsata yüklü tayfası ömrün
Sakıncalı bir duygu iken aşkın közü
Elbette sefil bedenimle ait olduğum toprak
Geldiğim dünden,
Önümü göremediğim
Gideceğim istikamette.
5.0
100% (13)