"Hani yaylam hani senin ezelin
Güz gelen de döner bağın ey gazelin"

"Yüce dağ başına yağan kar idim
Yağdı yağmur güneş vurdu eridim
Evvel yarin sevdiğide ben İdim
Şimdi uzaklardan bakan ben oldum"

YAYLAM...
İstemem mi sanırsın pınarlarına uzanıp kana kana su içmeyi...
İstemem mi sanırsın çimenlerinle kucaklaşmayı..
İstemem mi sanırsın göğüne türküler söylemeyi...
İstemem mi sanırsın yıldızlarından ilahiler duymayı...
İstemem mi sanırsın pike yapan atmacaları izlemeyi...
Sıfır derece de olsa donmazdı yüreğim....
Tagore’ nin "Avare Kuşları" hala gezinir mi üstünde...
Ergenliğin kuytu köşelerinde dolaşıp durdum...
Satırlarla doğradım çocukluğumu senin üzerinde....

Yaylam...
Rüzgar tebdil’i kıyafet edip bulutları sürerken sarıkayadan;
Göğün ses verirdi ve ardından şimşek;
Kırkgızların ağlardı, dereçatı’n sel, göletim kum...
Buram buram kokardı ıslanan toprak....
Gözlerim ıslanırdı yağmur’un süzülürken...
Paçamdan dökülürdü damlalar her yanım ıslak...

Yaylam...
İnsan bir bakışla ne görebilir ki...
Ve Ben sana bakarken tarifsiz güzellikler sendeydi...
Koyunların suya inerdi çobanın kavalında...
Kuzularda mutluluk çığlığı duyulurdu memelere kavuştuğunda.

Yaylam...
Hangi burguyu çevirsem yüreğim yanıyor sensiz...
Şimdi herkes gitmiş senden; Ayşe nineler Ahmet emmiler, Mehmet emmiler;
Ben de gittim...
Duygusuz bir nesil dolaşır üstünde derinliksiz...
Eğlenceye düşkün hissiz ve tarifsiz...

Yaylam...
"Ben" sınırlarını çoktan aştım ben...
"Sevmek sevilen kişinin en iyi tarafı" diyor ya Aristo
Sevgi gözle görünmez...
Seni seviyorum "ben" "ben" liksiz
Sevgi yürektedir, bir alevlendi mi bir daha sönmez...
Ekrem Saygı
13.07.2019 Manisa