Bin bir çeşit derler Dünya’nın hali
Herkesin dilinde kendi ahvali
Eksik doğan alil yavru misali
Bir türlü sürüye yetişemedim

Kurduğum hayaller bir bir yıkılır
Yediğim her lokma döşe takılır
Sanırdım azimle arşa çıkılır
Kemikten deriye yetişemedim

Hayat zor! Umutla doymuyor karın
Her günüm dejavu doğmuyor yarın
Dönüşü olmuyor pişmanlıkların
Bu günden geriye yetişemedim

Bindiğim her gemi karaya vurdu
Peşimden ayrılmaz Çakal’ı, Kurdu
Hasmım kader denen yenilmez ordu
Şans veren periye yetişemedim

Nadanın gözleri sineme batar
Göğsümde yüreğim gönülsüz atar
Her defa "az önce" gitmişti katar
Bir adım beriye yetişemedim

Alibaba cana değmesin kama
Yara kırk yerimde tutmuyor yama
Yarına umutlar beslerim ama
Dünden ileriye yetişemedim

Ustâma teşekkürlerimle.....


Yaşamak dediğin bir müzmin çile
Bir ucu sahtelik diğeri hile
Doğduğumdan beri savaşsam bile
Acemi çeriye yetişemedim.......................... Ahmet Çıtak (mirim)