13
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
795
Okunma
İlahi:
Asla gerçekleşmiyoruz. Karşı karşıya duran iki uçurumuz biz. Cenneti hayranlıkla izleyen bir kuyu...
Fernando Pessoa
Sessizce iniyor
Geceye rengi
İncelikli ürpertilerin
Zamanı şimdi
Ellerim kadar olamayan şeylere sahip
Yokluk
Alaca karanlığın keyiflerine açılan kapısından uzanıp
İçimin hüzünlerini seviyor
Elleri
Ellerim kadar olamayan
Yokluk
Her şeye sinmiş olan hüznüme çare değil
Keyifli olan belki de budur
Çaresizliğinde bir vasfı var.
Akşamın başı eğik yokuşlarından
Ellerimsiz bir düş geçiyor
Yollarından
Ruhumun
Neyse ki bir aklı yok
Aklını yitirirdi bunca acıdan
Öyle dik bilsen şu yokuşun
Nasıl eğilmesin
Asfaltın karasından
Ve hayati yorgunluktan
Sesler
Tozlu elleriyle yollarda
Tutunuyor
Bileklerime
Yokluk
Tütün kokan parmaklarıyla
Omzuma üflüyor sokak rüzgârı
Alaca karanlığın doğurduğu
Çok çokuncu sokak çiçeğinin
Gözlerinin kanadığı parklarda
Uyuşukgezerlerin elleri yudumluyor
Yapraklarını
Umursamaz ellerimle seviyorum tüm çığlıkları
Çünkü
Umursamıyorum
İçimde varoluşun kutsal kelimeleri cümleye durmuşken
Tek kutsadığım yazdıklarım
Öyle zevkli ki midemdeki
Melek tavusun inleyişi
Doluyor avuçlarıma
Şeffaf bir cümle gibi
Tatlı bir seğirmesi var
Kabuklarımın
Uçsuz bucaksız bir düzlüğün
Tek yorgun yokuşu benmişim gibi
Duygularımın sürekli yumruk yediği bir vadiye
Uzanan elleriyle o yokuş
Ciddiyetsizlikle karşılıyor
Olan biteni.
Hiçbir ele ait olmayacağım
Hiçbir elde benim olmasın
Birkaç bozukluk ediyor vicdanım
Kirli, minik avuçlara bıraktığım
Sokağın nargile kokusu var bir de
Genzimi yakan sahte elmadan
Ademin dudağından
Etrafa yayılan
Gözleri geliyor aklıma
Tüm sığlıkların üzerinde
Coşkulu bir kalabalığın
Karmaşık gürültüsüne benzeyen
Sanki gelecek gibi
Dönemediği o köşeden
Kaba saba insansı harislikler
Etimi yakan binlerce ateş parçası gibi
Dağılıyor tüm bedenime
Yaşadığım hayatsız süreğen de
Tek çıkışı çiziyorum kelimelerden
Yazmaktan öte hislerimi anlayan bir şey yok
Üç yalnızın bir gerçeği götürdüğü
Köhne düşünce labirentinde
Yorgun bir fareyi oynuyorum
Dikkatimi dağıtsın diye var şu yokuş
Kamburunda acıdan kum taneleri
Nasıl eğmesin ki başını
Beynimi oyan düşüncenin
Düşlere açtığı pencere sığınağa bakıyor.
Yokuşun aksayan kaldırımları
İçine yaşlandığını sesleniyor
Gevşeyen taşların arasını
Sudan sebepler ayırıyor
Kendini beğenmiş satırların ulansın diye
Şiir değil
Bu
Giden şeylerden yansıyan bir
Filigram…
Deniz...
5.0
100% (27)