Gözyaşımı kuruttuğum yıldızlardan hesap sorar,
Gözlerimi çökerten aşkın günahkar tuzu!
Kırılan gururuma saklanan yağmur gölgesinden
Muhabbet bağıma doğsun diye güneş;
Siyah güllerin gizeminde yastığıma iner geceme
Gün yüzlü gönül fatihi kuşlar!

Bir damla su bekleyen serçe masumiyetinde
Ertelenen vuslata kucak açan gün ertesi suskunluklarım!
Davet etme intihara aşina yalnızlıkları
Gün batımı soframa oturmasın düş kırıkları!

Denizin yağmura kavuştugu zaman
Nefes tutar bakışlarım
Damla düşürmemek için gözlerimden
Göklerin mavisini emer sular!

Umudumda tükenmemek için
Meltemler okşar hüzünlü yüzümü ,
Yüzünü yansıtan aynalara
Daha yakın, daha sen kalmak için
Sümbüller açar yeni başlangıçlara...
Mantosunu çıkarmış mevsimi kucaklar
Sıfırlarım yüreğimi teğet geçen zamanı!

Gelecege uzanan yolları döşemeyin taşlarla
Toprağa ulaşmak için kaldırımda ağlar
Ayak altında ezilir sevda kokan izler;
Gözlerime kapaklanır gün batımı ihanetler
Bedenlenen gölgeler kendini yakar güneşte!

Yanımda yürüyen ayak sesi
Bırakma iz diye
Bakışımda büyüttüğün düşleri
Ulaşmaz taşa dönüşmüş gönlüne
Ulaşmaz ihram giymiş dualarım !

Yagmur korkar doludan
Akasya gölgesinde saklanır gözlere
Anlar seni yüreğimden dökülenler
Yüzüme düşen gölgenden tanır kurşun sesim!

İkrar etmez kasırgaya yenilen rüzgar
Beyhude düşürme incilerini
Kış beyazı değil mi cemreyi bekleyen
Bulutun bugusundan doğmaz mı güneş?

Tuz dağlarına dönmeden dilim
Aydınlıktan korkar gibi saklanma
Saklanma karanlıklara!
Gece sesine düşmüş yüzünün çizgileri
Korkma
Güneşe uzat saçlarını
Korkma
Karanlıklar saklar gölgeleri

Yüzüme düşen gölge
Tanırım seni
Ayaklarıma dolanan izinden
Haydi söyle
Bedenime yorgan olmuş iken hatırlar!
Solmuşken gönlümün has çiçekleri
Suya düşen kelimelerin olur mu teri ?

NURTEN TARIM