1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
785
Okunma
Bir alıç ağacı var, dibinde de bir adam
Uzaklara bakıyor, duygulardan azade
Anılarla dertleşir gündüzleri ve akşam
Yalnızlık dinlendirir üstelik fevkalade
Keklikler öter durur Karabayır yüzünde
Ama duymaz sesini, adam kınalı kuşun
Çiğdemlerin sarısı, soldu gitti gözünde
Tadı kalmadı ki ne düzün ne de yokuşun
Bir alıç ağacı var, dalında da bir ceset
Her rüzgârda toprağa değiyor ayakları
Yıllar ona dedi ki hayaller kurma, pes et
Rüyanda dahi görme, kuşları, leylakları
Yağmur yağar eylülde, kara toprak ıslanır
Ama haberi yoktur kokusundan çamurun
Kemerinin tokası, “belinde” tam paslanır
Tene, dişleri geçer, güneşin ve yağmurun
5.0
100% (3)