5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1118
Okunma

Köydeyim, köy evi, ahşap kokusu, kar yağıyor dışarıda..
Pencerede hafif rüzgar ıslığı, soba yanıyor ama nasıl güzel.
Duvarda dededen kalma eski bir saat tık tık, yer sofrası kurulmuş.
Sofrada fırında patates, turşu, yayla tereyağı ve kuru ekmek.
Sevdiğim kadın çayı demliyor ve ben tulumumla yol havası çalıyorum.
Ağacı besleyen ırmak değil mi
Yaprağı besleyen dallar değil mi
Bu dünyanın sonu toprak değil mi
Yeme oğul yeme yetim malıdır
Yema oğul yeme yetim malıdur
Yememiş da olmaz dünya halidur
Çıktım çalikana sarı su içtim
Ayağım kaydırdı çamura düştüm
geceyi gündüzü oraya seçtim
Yeme oğul yeme yetim malıdır
Yema oğul yeme yetim malıdur
Yememiş da olmaz dünya halidur
Gittim ardeşene geçtim ğereye
Nasıl boğulayım büyük dereye
Akşam gelirim bak pencereye
Yeme oğul yeme yetim malıdır
Yema oğul yeme yetim malıdur
Yememiş da olmaz dünya halidur
Yazan : Rahmetli Cevdet Öztapal
5.0
100% (5)