Yıkıldı gitti ay ve feza
Viraneler arasına çiziktirilmiş ölüdoğa
Hercai uzantılarıyla biçimsizce yaslandı tozuyan aklıma
Silahımla uyurum böylesine mamur gecelerde
Dört başından vururum toparlanan geçmişi
Yıkıldı gitti ay ve feza
Yalanların dolambaçlarında hızlı ve silahşörüm
Ruhum kırlangıçlardan daha kara
Katrana bulanan yara kadar ölümcül
Esrar kokusuyla yaratılan sanrıdan kalan küçük bir kırıntı taşır
Benim, karanlıkla boğuşan havzalarım
Cennetten taştı ve sardı saydam benziyle
Suretler takınıp
Geceyi tam ortasından bölüşelim
Yağmalayacağım
Tam alnımdan
Ayamdaki yazgı yivlerinden geç ve bana doğru salın
Ahlaksız, akışkan
Yıkılırken ay ve feza
Kıyametler sağanaklarıyla gürülderken sığınakların damında
Silahım ve mermilerim zamandan hızlı yaklaşacak
Tekinsiz öpüşmelerle solunan karbon
Ateşlere döl tutar mı yatağında?
Kayıtlara geçsin
Masumdur kendi beyanlarında iftira ve
Sabıka