3
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
644
Okunma
..
idâmlara kızmıyorum
üzünçüm gelmedi bakraçlarla pınarıma
gözyaşı ne ki ! tuna nehri bile akmam demişti
sayılar namevcutla gitti prostat yoklamasına
kuşluk vakti olsaydı boyun kemiği gölgesinde yaprak hışırtıları
duymazdım sesi kısık kuşları
baş aşağı asılı yarasa kanatlarında askerî yargı
alt yazıyla geçerken hisler lâbirentinden
üç ayaklı sehpada unutmuştu insanlığı !
alnına cehennem yönlü ok işareti yapmışlardı
iğrençliğe kızarmıştı ve çarpık duruyordu beyazı kanlı hüküm kararı
sepya fotoğrafçısı nişanlı
kınası parmağında gencecik bir deniz subayı
-anıyor//acıklı ve travmalı zamanlarını
-’koğuş nöbetleri üçer saat aralıklı’
işkenceler..aşağılık düşüncelerin pazarlaması
duygu mabedinde katledilen inançları
süngülü intiharlar ardına
şerefsizlik kutsamaları
bir insan’a mı yapılırdı
güneşler sönüğü
aysız geceler karartması
omzu kalabalık yıldızlı ve de dik yakalı leş kargaları
değil ! diyorsa yandaşları
bu eziyet-i zulüm ocağı yassıada toplama kampı//
holokost sonrası-yarı toplumsal
akıl tutulması...
(çünkü-çılgınca alkışlıyordu diğer yarısı)
..
5.0
100% (16)