2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
854
Okunma
Haydi diye son bulan
Bir sesten uyandırmıştın beni
Nasibe kısmete havale ediyordun
Ellerinde diyordum ellerinde
Kapanıyordu sesli perde
Bekliyordum bir mucize gerçekleşsin
Bir masada karşılıklı çay kahve ve…
Koca bir düştün belleğimde
ki yarına sâri içgüdümle
Ne varsa senin için örüyordum
Ördükçe daha örmenin şehvetinde
Bir mabet desem içinde hayalin
İşlendikçe işliyordum
Yanlış adrese teslim edilmişti fatura
Çünkü ben rehindim
Demir parmaklıkları olmayan
Tel örgüler gibi bir mekandan sana…
Dünya çevirmişti yüzünü karanlığa
İki de bir sönüyordu kavşağın trafik lambaları
Doğuya doğru hızlı geçen kamyonlar
Arı kovanlarına sarınmıştı
Yetişecekti sabahına
Ve işte o zaman bütün arılar gülecekti
Kanatları ile özgürlüğe
Arı gülüşlerine özleştirilmiş bir adam
Rüyalarını yazacaktı…
Yürü dedi bedeni yürü dört duvara
Öyle çoktu kitaplar
Ucu aşınmış kurşun kalemler ayraçlar
Dokunmadan hiçbirine
Ekrandaydı parmaklarım “Gül/hisar” dan sonra
Si’n renbo dan
“hesapsız sandığın bir serüvenden döndüm
güz gibiydi yüzün ve yakışanı giymiştin.”
Tekrar tekrar okumanın derinliklerinde
Geziniyordum ve sonra
Hatırlamıyorum ne zaman uyuduğumu
Bu sabah bir davulcu uyandırdı beni
Telaş mı desem heyecan mı desem
Dopdoluydu hücrelerim bir düşle
Nar çiçeği gömleğim kitaplarım
Kırmızı ile çıkmak yola
Bir düşte beklerken tanışmak
Bir çocukla adı Hasan
Dedesinin adından bir de Gülsüm anne
Kimseye gitmez dediği
Nasılda çiçek gibi açtı kucağımda
Derken efendim çay kahve
Düşürüyordum o anı resimlere
Bir kitaba verdim tam iki saat kendimi
Hava güzeldi suların sesi
Beyaz ördeğin sesine karışıyordu
Kimseler bilmedi benim bir düşümün öldüğünü
Düş kırıntılarından yap bozdaydım
Bir mucize yaratamadım diye yazacaktım ki
Deprem oldu
Tanrım beni öldürme dedim sede
Cevapsız sessizliğinle harflere gömülüyordum
Seninleydim ve seninle dünya turuna çıkmış gibi
Yine de yaşıyordum seni yaşamak üzere
Hayat düşlerinle dallanırken
Senden vazgeçersem karıncalar yesin beni
5.0
100% (6)