23
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1129
Okunma

Hani nere de toprak kokulu eski evler
Damı akınca lovlaladığımız yerler
Hani o sırtında azığı eline değneği
Mal güden irili ufaklı gençler
Hani sürü sürü uçan deliceler
Nerede dalında sevişen serçeler
Nasıl bir köy olmuş bizim köy
Yoksa biz mi şaştık tarihimi
Yıllar mı yordu unutkan mı olduk
Hatırlıyorum da
Balta görmemiş orman gibi
Başım üstünde deli bir sevda
On parmağı kınalı gelinler
Ben yine yurtsuz yuvasız
Senden uzak biriken acıları
Hiç bir tapınak almaz
Hiç bir kurşun işlemez
Sıla gibi yurt gibi
Yüküm ağırdır benim
Heybem hasret dolu
Güneşli yazlardan kalma
Sessiz çığlıklar bıraktım
Okyanus uzaklarına
Gözleri bulut karası
Ha yağdı ha yağacak
Anladım ki
Kara bulut kaş üstünde
Delik çuval serdik yaş yerlere
Zehir zemberek sofralar kurduk
Acıları katık ettik ekmeğimize
Kırmızı şarap yerine
Bir testi teselli yudumladık
Sarhoş olduk
Kilo metrelerce yürüdük
Taban eskittik yamaçlarda
Nazara geldi baş dönmelerim
Son kez kırılıyor umudum
Kumrular unutmuş sevişmeyi
Kargalar dil bilse de gak der
Umut üstü acı bir gülüş
Kurşun gibi taşırım göğsünde
Uzanıp tutamadığı elleri
Yıkıp yapamadığı gönülleri
İçine damlayan kan gibi
Temmuzda üşür bir yanı şimdi
Salim Erben
5.0
100% (23)