1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1006
Okunma
solmus monitor ısıgında gozlerimi yorup duruyorum
sorularım üst üste geliyor
sanki cevaplayamıyor olusuma inat
belli etmemeye calıstıkca kendime
gucsuzlugumu
inatla calısmadıgım yerden geliyorlar
yoksun sen
gücümü sınıyor gibi simdi bu yoksunluk
en son sana ne alacagımı sormustun
sana verebilecegim ne vardıki kendimden baska...
yoksun sen
ne zaman yazmak istesem
sesini duysam gecer dedigim
artık sesini duyma lüksüne bile sahip olamadıgım
yoksun ya
sıradan bir güne bile baslarken bu kadar zorlanıslarım...
yoksun sen
cok zaman gecti
değiştirilemeyecek bir kadermiydi bu
en mutlu anında bile gözlerini kacırdıgın
gözlerimden
cunku biliyordun
cunku seziyordun
cunku bekliyordun dizlerimin üzerine düşecegimi
yoksun sen
kelime oyunlarım
ukala kendini bilmez tavırlarım
hic gitmezsin diye
nasıl olsa gecerim diye zamanında calısmadıgım
simdi soruları gorunce karsımda
ne kadar az bildigimi
yazmaya calısırken nasıl da cırpınıslarım
nasıl olsa yanımdaydın sen’lere guvenip
kışlara hazırlayamadıgım bu kalbimin agrıları
yoksun sen
bomboş
son anda yetişip kacırmamak için ucagını
kosturdugumuz koridorlar
sabahın köründe uyandırabilmek icin seni
yaptıgım şaklabanlıklar
canın yanmasın diye dokunmaya kıyamadıgım
dokunamadım diye içimde susturamadıgım cıglıklar
yoksun simdi
sesini duymak icin durup durup karnıma agrılar girmesi
sesini duysam ne olucak
buz gibi kalıcam bir telefon kulubesinin ışıgında
yoksun sen
topu topu bir kac kalp agrısından ibaretti yasadıgmız
bir kac satıra konu oldu
sustuklarımızın tamamı ertelendi
zaman gectikce
susamaz olduk
söylecek kimsemiz kalmamıstı
avuclarımızın teriyle ıslandı
sımsıkı tutarken sevda şiirleri dolu kagıtlar
usulca yanından gectigimiz bir cöp kovasına bırakıldı....