8
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1391
Okunma

Tevazu yüklü bir makam, aşkın küpeştesinde
Doğurgan bir özlem
Devasa hürmeti Rabbin
Aşka hicap yükleyen de bir esinti
Rotası mavinin
Dipçiğine aşık şehir ve kadın
Dipsiz kuyuda solan nilüfer
Bir başkaldırının daha dolmuşken miadı.
Şimdi öykündüğün her hikmeti yok bil, yolcu!
İçindeki izdihama da çektiğin rest ile
Çömel dizlerine dizelerin:
Sen ki;
Payidar kılacağın elbette bir ukde
Ve zanların teşhir ettiği
Haznesinde yüreğin
Yandan çarklı tüm vazgeçişler
Tohuma kaçan hasretin boyunduruğunda
Çöken dibe illa ki değil tortu
Belki o çözelti içindeki imlerin dansı.
Yol yorgunu düşler
Ve sevgi fukarası o kayıp izleklerle
Düşmüş hitabesi umudun
Bir dilimde daha kayboldu pastanın tadı
Muteber yenilgi
Koyu da bir bardak kahve.
Şekersiz elemin şekerli izafiyeti
Haşmetli ne de olsa her bir öğreti:
Babadan atadan yadigar
Şehrin yobazları
Şiirleri kundaklayan bir manifesto olsa olsa
Şaibeli iksirinde
İçmediğin elemin de her yudumu
Şanlı benlik,
Şaşalı özgürlük
Gözden düşen bunca hecenin de içi mi karardı?
Ve bir methiye daha ısrarla soldu
Gül kurusu akşamın patikasında
Metazori bir ölümden de tırsak
İçinde kaybolduğun ihalede
Israrlı bir rüzgar
Ve istikrarlı adımların
Yol yakınken arşınladığın matemi de
Terk etmenin zamanı.
Ehli beyit sevdadan uzanan Rabbine
Zemherilerde üşümeyi bile unutan yetim bir serçe
Sadece sığındığı bir sıcak nefes
Anne tadında ve adında derinden bir iç çekiş
Kurban verilmiş her yeni güne
Sığamazken yere göğe.
Refüze edilen teninde mavinin,
Bir gökdelen yangını adeta
Azımsanan son şiir.
Yalpalayan nidaların eseri ve de esiri
İtina ile ölünür, diyebilmenin meali:
Hem öyle böyle de değil:
Derinlerde boğulduğun
Görülmüş şey mi sunumunda ömrün…
Devasa bir Tanrı şiirlerin yazılmayan hutbesi
Ve açık ara farkla kıyaslarken rahmeti
Ölüden bozma göğün
Önemsiz tanığı belki de şehrin
Bir deryalarda süzüldüğün
Belki de kanıksanası varlığının kayıp istikameti.
Şebeke sisteminde bir araz mı da hislerin
Sondan başa saydığın ellerinde
Kayıp parmakları harflerin.
Mevzu bahis ölümse
En alasından ısmarladığım bir hutbe
Tanıklığı varsa yoksa elemin
Bu ne cüret, diyenlere bir istişare.
Temenniler vakıfsa hürmete bir de tapılası
Merhametin sure tadındaki iklimi
Seyrinde ölümün
Ömre mi delalet bunca imge
Seğiren göz bebeklerinde her yıkıcı darbenin
Kutsanmak Allah katında hece hece.
Ürkünç bir coğrafyayaymış meğer yalnızlık:
Aşkın ibaresi de taşkın yüreğin emsalsizliği:
İtina ile yazılan her şiir
Darağacında asılı dizelerin ihmali
Gönül gözünde sepet sepet umudun ihlali
Söylenmedik ne kaldıysa geriye.
Okşarken yüreğini gök kubbenin
Zehirli kelimelerden arınan yüreğim:
Katıksız izdivacı hüzünle
Aşk mertebesinde elediğin sanrıların geçidi.
Şimdini mimle, sevgili
Yarından da kesmeden umudu
Dününe öykündüğünden midir ne?
Yalansız seyreden üzünçleri saf ruhunun.
Pekişen bir ihanet bir de kâhinlerin cinneti
Sandık sandık ölü diyezlerin
Aşkla sınavı dilinde tevekkül yüreğinde tefekkür
Mızrabı kırık olsa bile gönül sazının
Azımsanmayacak bunca duyguyu katık yaptığın
O geçimsiz toz bulutu
Hani demlendiğin;
Hani dertlendiğin
Bir buse kondururken alnına şiirin
Helalim, demekten yorgun olsa bile
Yüreğini ısıtan mazlumun
Saf tuttuğu kıble.
5.0
100% (15)