15
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
1480
Okunma

çocukluktan kalan masallar
ne gülüşlerimi unutturdular
ne düşlerime kurşun sıktılar
onlar
çatıp kaşlarını atmaca gibi
yokluğa ve yoksulluğa inat
yüreğimde durdular
aslında
güneş doğmazdı onlarsız
dağlar karsız
ve gecenin kuş uçmaz bir saatinde
kervan bu kadar umarsız olmazdı
evvel zaman içinde
kalbur saman içinde bir iğne
bir ineğin ak yüreğine batmazdı
su mavi
gök yüzü mavi
ateşini hırlayan ejderha kıpkırmızı
ve bir umut külünden doğan phoenıks
karıncanın
börtü böceğin
toprağın yağmurla sevişmeleri
bir de sarı kelebek
kanadının tükenmeyen çırpınışı
kilidi içeriden açılan o altın kapı
ya anahtar nerede
suya düştü /su nerede
inek içti /inek nerede
dağa kaçtı/ dağ nerede...
suya sordum
gözündeki yaş izini gösterdi
ineğe sordum
boynundaki ip izini gösterdi
dağa sordum
yolundaki kan izini gösterdi
aşk
dedim masallara
aşk dedi yandım bittim kül oldum...
5.0
100% (30)