47
Yorum
118
Beğeni
0,0
Puan
4074
Okunma

Ne çok aşk var
insandan gayrı
Yankılandığında uslanmaz gecenin yanık
güncesi,
garip bir sürgün sancısı mıhlanır gözlerime.
uzak bulutların ardından maziyi kırptığında
yıldızlar,
hiç yoktan kirpiklerime asılır yokluğunun dargınlığı.
İşitiyor musun ?
bir karayel misali
üşüyen yorgun yüreğimin titremesini.
ve
İzimizi silip süpüren yılların sedasını.
Bilmem çınlıyor mu kulakların?
suskun dilime inat,
gözlerimde devrilen,
verdiğim payelerin fırtına şiddeti niyazlarıyla.
Büyüdüm sayende...!
sevinçlere değmeden
parçalarımı bütünledi hüzünler.
artık;
bir ormanın yağmur düşü,
gözleri çapaklı çocukların bayramlık urbasıyım
allı morlu...
toprağın nefesini kokluyor,
kuş sesleri topluyorum yeşile hasret kuru dallara.
daha küçükken öldürüyorum umarsızlığı usumda.
yedi veren güneşler çiziyorum kurak yüzlere şefkatle.
Anlayacağın sensizlikten ölmedim henüz.
gördüm ki;
aşk boşa kanat çırpmakmış yaban iklimlere.
türlü türlüymüş kimliğinin rengi.
ölüm,savaşmadan yenilmekmiş bu dünyada.
umut, üşütmeden ısıtmazmış insanı.
ve illegalmiş mutluluk
nasıl da güzel
nasıl da yakışıklıymış meğer yaşamak
Dilek USTA