buğulu camlara isimleri yazılan
çocukluk aşkları gibi içimizde yaşanan
galibi hiç olmamış olması ne mümkün
mağlup hesaplaşmalar

ıssız kavruk çöllerdeki
bir otobanın kalabalıklığı
uzun dizelere yaslanan
kum tanesi engelli hayallerim

ya kulağımı sağır eden şu uğultu
sessiz çığlıkların arasından süzülen
kör izdüşümlerin eşilk ettiği
kuru bir gürültünün içtenliği

çabasız kalmanın verdiği bir yalnızlık bu
güneşi inkar etmek sanki
karanlık gölgelerin üzerine düşen
gizemli gecelerin o en bilindik hali

ben biliyorum o deniz kokan güzel günleri
belki de bir yerlerden hatırlıyorumdur
yaşadığım sandığım geçmişi
ayırt edilemiyor bir vakit düşle gerçeği

bak şimdi aklıma geldi de 

ben de küskünüm artık sövdüğün o feleğe
bayadır da kaçıyorum herkesten
ya birisi adımı seslenirse diye

ne vardı oysa
senin de elbisende yama olsa
kırık dökük bir iki de hayalin mesela
tek telaşın elmanın yarısında kalsa

reçel lekesi olsaydı şimdi üstümde
top oynamaktan yorulsam da
uzansaydım yeşil çayırlara
öylece bakınsaydım bulutlara
düşünecek başkaca hiç bir şeyim olmasa.,,atn