1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
754
Okunma
Yandı bu dîl bu aşk ile ve de ten dîlden maade…
Eyle rûhu bu hâl ile deminde sana iâde;
Seyrânemi sürûr eyle, olurken tenden âzâde;
Virânemi ma’mûr eyle; ben târumâr sevdâzede.
Ben âvâra, dîl âvâra; geçmişim aşk-ı ağyârdan;
İltimâs oldu bu ara, âvâra diye ağyârdan;
Pişmek çün dîl, düştü nâra, elmas oldu son ayardan;
Armağan ettim Mevlâ yâra; ben târumâr sevdâzede.
Lâyık olsun yeter ki dîl sunulmağa Hakk Mevlâ’ya;
Yâre sunmak içindir dîl, yârden gayriye olmaya;
Dîl hep sevmek içindir, bil! Sevmemek için olmaya!…
Hakk’a meyil kılarken dîl, ben târumâr sevdâzede.
Perîşandır şu endâmım sevdâsından yana yana…
Ve-l virândır çün her yanım, aşkı edâdan bu yana;
Sundu durdu yaratanım sevdasından yana bana…
Onadır aşk ve tamaım; ben târumâr sevdâzede.
Aşka tâkat muhâl imiş, çünki ma’şûk Mevlâ imiş;
Ağyâr aşklar zevâl imiş, onu sevmek a’lâ imiş!...
ALİ onu ondan sevmiş, sevmediği Leylâ imiş,
Tek sevdiği Mevlâ imiş; ben târumâr sevdâzede.