3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1633
Okunma

Yok gayri başka ihtimâl, kazan insan bu savaşı!
Nefsi yenmektir istiklâl, nefis ise epey şaşı…
Oku ilm-i aşk, ilm-i hâl; devşir hemen akl-û başı…
Yontsun bencileyin gözyaşı, bendeniz çakıl taşı.
Gelir giderim dalgayla, mürşidim deryâdır benim;
Dervişlik aşka ilgâyla, çektiğim sevdâdır benim;
Yuvarlandım hep aşkıyla, sevdiğim Mevlâ’dır benim;
Yontuğum Leylâ’dır benim; bendeniz çakıl taşı.
Olamam ben başka yolda, su yoludur benim yolum;
“Su testisi su yolunda…” diye öğretti okulum;
Deyin gayri, sağda-solda… düzeldi kanadım-kolum;
Belli olmaz sağım-solum…! Bendeniz, çakıl taşı.
Baş yarmam gayri, uslandım; umulmadık taş değilim
Boş kalmam gayri, ıslandım; işlenmedik taş değilim
Dik durmam gayri, yaslandım; tutulmadık taş değilim;
Yontulmadık taş değilim, bendeniz çakıl taşı.
Nice evvel zaman idi, silinmezlerdi benimle;
Hem de ilgilenmezlerdi böyle boyumla-enimle…
Değmezlerdi bile beni, keserdim keskin yerimle;
İnanmadılar dedim de…!… Bendeniz, çakıl taşı.
Düştüydüm nice ıraktan yuvarlanmak çün sâhile,
Geldim gayri bir ırmaktan, yuvarlandım bu sâhile;
Bıkmıştım gayri durmaktan, girdim suya tamah ile;
Bir baktım o dem sâhile, bendeniz çakıl taşı…!…
Orada bir ben olsam âlâ, nicesi varmış pek âlâ!
Çakıl çoklukla yakışa, öyle kılmış Hakk teâlâ;
Çakıl çakılla buluşa buluşa oluşa hâlâ…
Geçer sâhilde duruşa; bendeniz çakıl taşı.
Yuvarlana yuvarlana uğramışım bir denize;
Girdim tepeden tırnağa, yunmak için bu denize;
Düşerek dereden ırmağa, geldiğimde bu denize,
Bir hâl oldu bendenize, bendeniz çakıl taşı.
Fırsattır dere kenarı, olmak için çakıl taşı;
Düştüm de buldum deryâyı, anladım kuruyu-yaşı…
Yol bildim yuvarlanmayı; dereye taşıttım nâşı;
Eh, düzeltti kolu-başı… bendeniz çakıl taşı.
Dere, götürmek çün denize akıl etsin diye beni,
Kendi içinden denize nakil etsin diye beni,
Çehre verip bet-benize, çakıl etsin diye beni,
Aldı da götürdü beni… bendeniz çakıl taşı.
Çıkmam ben bir daha dağa, gayri çakılım, dervişim…
Ne işim var benim dağda? Denizde hep benim işim;
Dağ-tepeyi bırakıp da zaten denize inmişim…!
Çün ben denizi sevmişim, bendeniz çakıl taşı.
Deniz ile ilgâlanmak dalıp çıkmamak içindir;
Sâhilinde çalkalanmak olup, sıkmamak içindir;
İşimizdir yunup, çıkmak; cünûb çıkmamak içindir;
Kırklandık bak o biçimdir…!… Bendeniz çakıl taşı.
Kırk sırdır, kırklar var, dosttur; yediler, üçler, birler… var;
Farklıdır makâmlar, posttur dediler; güç emirler var…!
Taş gibi kâlplere destûr verirler; çok kasvetler var…
Yontulmak gibi hasletler var…! Bendeniz çakıl taşı!
Çakıl çakıldan üstünmüş; kimimiz mor, kimimiz beyâz…
Akıl akıldan üstünmüş; kimimiz çok etmiş niyâz;
Çakıl taşına dönüşmüşüz, bu ne âlâ imtiyaz…!...
Yorum yapma ALİ biraz…! Bendeniz çakıl taşı.
5.0
100% (3)