4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1798
Okunma

Güneşe varmaya talip kelebekler
Sebepsiz intihar ediyor hafız
Bir es ver, duy beni
Hoş,
Cümlelerim ruhum kadar sarhoş
Hele vurma sazının teline
Tel kırık mızrap kör
Güneşe meyyal gönüller nankör
Bilirsin hafız
Kelebekler az yer az uyur
Nefesleri de ancak akşamı bulur
Köpüklü denizleri geçmeden
Adamlık ölmeden
Öyle ki ben ölmeden
Söyle de ölmesinler hafız
Tartıcı çocuklar ah o çiçekçi çocuklar
Ölçüsüz dünyanın yalınbaşları
İntihar ediyor hafız
Küçücük ellerinde koca dünyayı
Gözlerinde büyüyen bu kem fenayı
Bırakıp efendilerine
Göçüp gidiyorlar hafız
Tütünden sararan perdeleri yıkayan
Elleri süt beyaz analar
Ve tütünü dişleriyle ezen nasır bakışlı babalar
Bırakıp evladı ıyalini
Vurmadan onikiden bir hayalini
İntihar ediyorlar hafız
Ve kalbine su katan sevgililer
Sol kaburgasından ayrılıp
İntihar ediyorlar hafız
Hangi düşü çiğneyip tükürdüler
Kaç bedeni parçalayıp bölüştüler
Nasıl bir ülküyü yitirdiler
Kim bilebilir
Oysa bildiklerim var hafız
Bilip sustuklarım
Bir de unuttuklarım
Dahi anlattıklarım
Umudu vurdular, inancı vurdular
Sevdaya kıydılar tam da burada
İki dudak arasında
Bir şiirin kıyısında hafız
Hapsedip bizi bir kötü karanlığa
Çıktılar dönüşü olmayan o müphem yolculuğa…
5.0
100% (10)