Güneş dağların ardında kaybolup
Alacakaranlık basınca
Kapandım her zamanki
Küf kokulu dört duvar arasına
Bir köşede kırık dökük ranzam
Ortada ahşap masam
Ve iki sandalye
Değişmeyen yine sensiz bir gece…

Pencere açık
Rüzgâr kuru dallar arasında
Islık çalıyor
Sigaramı yakıp
Başımı uzattım
Karanlık sokaklar
Üç beş kedinin gözleri parlıyor
Onlar bana bakarken
Bende gökyüzüne baktım
Göz gözü görmüyor
Sessizlik hüküm sürüyor
Gerçek olansa
Yok olan umutlarım…

Adın her zamanki gibi dilimde
İnkâr etsen de
Unutmadım
O ilk bakışını
Sevdalandığım yakışını
Kahroluyorum
Sadece hakkımızda “hayırlısı olsun” diyebiliyorum
Hayırlısı olsun…
*
Ve el açıp yakarıyorum
Hayırlım ol diye dua ediyorum.
Sahi bu saatte senin aklına giriyor muyum?
Yok, saçmaladım yine
Biliyorum ki başka tende
Başka bedendesin
Ve ben bunu bile bile
Lades diyorum
Hayat işte
Sen başkasının yüreğinde
Aşk ile yanarken
Ben sana kanıyorum.

Mustafa KARAAHMETOĞLU
15.11.2018 (13.02.2019)