ceza ağır boyunlarsa sırattan ince
kelebeğin güncesine takılır öylesine düşünce
fikrin ince gülleri birer kızıl mızrak
saplanmak ister gecenin soğuk iradesine düşüncesizce




ateşe kanat çırpar pervaneler
yollar birer yangın yeri oluverir aniden
yaratıcısından yoksun saatler yürür
akrepler vadisinin sürmeli gözlerine
kundakların emzirdiği tüm öğretiler susar
karanlığın devleri kapıya dayanıverir sessizce




imkansızlığın surları şafaklar mağlup eder o anlarda
özne hırsızı eşkıyalar pusularına sevişir
kırmızı kadifelerin tüllediği akabelerinde
kaybolmaların pusulasına çoğalır sapaklar
darağaçlara iyi dileklerini sunar ezelini inkar adem
geçmiş bir eylülün güneş ormanından
ışık güvercinler asarak göğün urganına




ayazına kartallar büyüten karlı yüksekler
türkü kanatlardan süzülüp de ovalara
bir kara sevdanın kavuşma sevincini dizeler
gün olur belki o kentlerin şarkılarına