Aklı olan insan merhem yarama
Sen Hak’kı yerde bil gökte arama
İnceldikçe derin(?) gider sır ama(?)
Her sır sende saklı; ara bul O’nu!

Özüne şöyle bir aşkla inersin
Arz/eyleyip kendin ateşim dersin
Düşündükçe ta güneşe gidersin
Aslın onun nuru, ara bul O’nu!

O kendi kendinden âlem yaratmış
Kendi âlemine seni de katmış
Ciy çekip içini içine atmış
O’nun nefesinde ara bul Onu!

Sen o âlemden bir minicik parça
Yüreciğin bir gün uçacak serçe
Gelip geçen canlar gör paramparça
Cüzünde O saklı; ara bul O’nu!

İmanla itikat canından gelir
Göklerin yedi kat şanından gelir
Sorusuyla yanıt bun’undan gelir
Özündedir O’nur ara bul O’nu!

O’nu gören erim erim eriyor
Eriyen ışıkta sırra eriyor
El açıp yüzüne nurun sürüyor
Yüzünün nurunda, ara bul onu!

Yandın ateşlere dayandı özün
Yine de ateşten yılmadı gözün
Sırrına erince dayanmaz özün
Şükredip haline, ara bul O’nu!

Canlı cansız mikrop virüs deme hiç
İşte geldiğimiz nokta çok ilginç
Zerrenin zerresi içten içe iç
Bir de Bir Bini de, ara bul O’nu!

Aslın inkâr eden haramzededir
Görünür görünmez kazazededir
O azabı verip azad edendir
Öz de ki s/onsuzluk; ara bul O’nu!

Toplu iğne başı kadardı aslın
Uzayıp sonsuza boyverdi neslin
İşte budur senin boy ile postun
Başın darda kalır; ara bul ’O nu!

Aktaş bir gün durmaz mı dönen devran
Durduğu an, ’O’ Hak, kendine seyran
Yalnızlığa TEK/BİR sen misin hayran
Sıkışınca özün, ara bul O’nu!

Şaban AKTAŞ
14.01.2019 - 15.42



AY DÜŞTÜ SULARA


Sen baharda çiçek çağla dalıydın
Yanağın gülpembe elmaya benzer
Çağla mevsiminde çağlamalıydın
Sevdan bir çağlayan olmaya benzer

Köpük köpük düşüp tozaran sular
Aşk ile yedi renk kızaran sular
Ayrılık mevsimi Haziran sular
Hasret Tuz Gölü’ne dalmaya benzer

Sen gittin, Eğridir Gölü’nde kaldım
Gün battı ibrişim sulara daldım
Elime bir kâğıt bir kalem aldım
Aşk kâğıda düşen damlaya benzer

Düşme gülüm düşme gözümden düşme
Gözümden süzülüp yüzüme düşme
Gül deyince neden göz iki çeşme
Ilıştırıp suyu salmaya benzer

Gün batarken sular nasıl da yanar
Eğridir Gölünde yüreğim kanar
Suya gölgen düşer gül maya çalar
Aşk göllere maya çalmaya benzer

Ay düştü sulara aklım karıştı
Kalemin mavisi tuzla karıştı
Tuz Gölü Mavi Göl ile yarıştı
Aşk suda bir/inci olmaya benzer

Şaban AKTAŞ
14.01.2019 - 23.48





AŞK NEDİR - 2

Aşkının uğruna bir deli oldum
Gölden geçip sahra çölüne geldim
Serabında aşkın dilini buldum
Suyun hayâliyle yanmak imiş aşk!

Nereye ne koydum bilemiyorum
Aradım her yönü bulamıyorum
Aklım başta değil dolanıyorum
Dört dolanıp iki dönmek imiş aşk

Ne kadar arasam gelmez elime
Aşkı anlatmaya yetmez kelime
Düşmedi böyle bir ateş dilime
Gülünü aynada sanmak imiş aşk!

Serdim çamaşırı ipte unutttum
Yağmurla ıslanmış yine kuruttum
Sanma gülüm benim hüsn-ü kuruntum
Deli divaneye dönmek imiş aşk

Sordum bu dervişler ne diye döner
Nedir kerameti hikmeti hüner
İbreti alem’çün pervane yanar
Kül olup özüne dönmek imiş aşk!




Şaban AKTAŞ
14.01.2019 - 21.31





GÜNÜMÜ GÜN ETTİM

Günümü gün ettim yedim varımdan
Ateşi kül ettim geçtim nârından
Ümidim kalmasa bile yarından
O sonsuz aşkımın kurbanıyım ben

Aşk uğruna bir ömür feda olsun
Yeter ki ölmeden doğruyu bulsun
Bin kez ölüp aşkla bin ömür bulsun
O sonsuz aşkımın kurbanıyım ben

Dile kolay bin kez ölüp dirilmek
Bu kaçıncı hayat kolay mı bilmek
Ner’de başı sonu bilirim demek
O sonsuz aşkımın kurbanıyım ben

Çok şükür halime dünya gözüyle
Gördüm yaşar iken nurlu yüzüyle
Bir güle sevdanın harlı közüyle
O sonsuz aşkımın kurbanıyım ben

Kaynamayan süt hiç kaymak mı tutar
Ay Güzel aşkınla sen beni kurtar
Senin can bakışın tek beni yakar
O sonsuz aşkının kurbanıyım ben

Şaban AKTAŞ
14.01.2019 - 19.40



AŞKIN YOLU

Ateşini alttan kısık tutarsan
Ağır ağır pişen lezzetli olur
Öfke ile ateşi bir kusarsan
Kükreyip de taşan külfetli olur!

Vakitli vakitsiz düdük öttürme
Vurup da ellere küfür ettirme
İverek gidip de burnun sürttürme
Sabırsız yapılan töhmetli olur

Her kim açgözlüyse gafillik eder
Savrulur emeği nafile gider
Kanlı mendilinde gözyaşı keder
Zahmetsiz yapılan iş dertli olur

Kelle sığmaz yere kıçını sokma
Seyirtmekten vazgeç adımdan bıkma
Rabbena hepbana hak yiyip yutma
Herkes fani bir gün rahmetli olur

Her işin bir il’mi var oku öğren
Var mı karanlıkta yolunu gören
Güneştir gölgeyi ardına seren
Gölgesini aşan ülfetli olur

Ateşin özünde suyu gör de gel
Işığından ipek koza ör de gel
Ayın Ondördü mü günü sor da gel
Ay Güzel’in aşkı iffetli olur

Çağlayan sularda kaya kum olur
Aşka düşen ağlar hiç uyku m’ olur
Aktaş kum tanesi yine tüm olur
Aşkla gidilen yol hikmetli olur

Şaban AKTAŞ
14.01.2019 - 18.23





BİN KEZ PİŞMANIM

Düşmanıma düşman benim dostumdur
Dostumun düşmanı, benim düşmanım
Sana merhametle iyilik yaptım
Yaptığıma yine bin kez pişmanım!

Merhametten maraz doğmaz mı doğar
Derdi gelir bulur ümükten boğar
Sanki boynum ipe çekilmiş de dar
Kendim ettim buldum, bin kez pişmanım!

Eğriler doğrudan hiç hazetmezmiş
İnsan değil ise söz par’etmezmiş
Huylu köpek huyundan vazgeçmezmiş
Harammış iyilik, bin kez pişmanım!

İşine gelmiyor, kulağı duymaz
İçten pazarlıklı, dışına uymaz
Gönül yaptığını yanına koymaz
Aklım yokmuş benim, bin kez pişman

Alnımın teriyle parayı buldum
Akı arar idim karayı buldum
Sevdim diye her tür yarayı buldum
Az mı çile çektim; bin kez pişmanım!

Ele güleryüzlü yüzüme gülmez
Konuş derim, susar işine gelmez
Sanki sağır dilsiz hiç mi dil bilmez
Harcandım bir ömür, bin kez pişmanım!

Sen git yine dost ol düşmanım ile
Dondurdun kâlbimde kanımı bile
Dışın güzel, için her yanın hile
Bilemedim baştan, bin kez pişmanım

Köprüler yıkıldı denize düştüm
Bir yanım cehennem yandım tutuştum
Yandı sabırtaşı patladım uçtum
Bağrımı taş bildim bin kez pişmanım

Aktaş açtın ağzın yumdun gözünü
Çek sineye ayrılığın közünü
Göstermesin mevlâm kötü yüzünü
İyiyken köt’oldum bin kez pişmanım!

Şaban AKTAŞ
14-01.2019- 02.13




19 HAZİRAN’DI YAZ!..

Erteleyip düşlerimi
Bir nefes almalı şimdi
Yoksa çatlayacak beynim
İnme iner cana şimdi

Çık biraz parkları dolaş
Fıskiyelere bir yanaş
Şırıl şırıl bir su sesi
Bir pınar ol yavaş yavaş

Gözlerinden akan sular
Yüreğimi yakan sular
Günebakan çiçek gibi
Sana döner tüm uykular

Gel tutuşalım el ele
Saçlarını sal git yele
İstemezdim böyle olsun
Savrulduk biz yelden yele

Parklarda şimdi çocuklar
Oyuncaklar salıncaklar
Gün batmadan eğlenelim
Soğuk vurmadan çocuklar

Dağların başı karbeyaz
Olsa da sen hep bahar yaz
Yüreğimde bitmez o yaz
19 Haziran’dı yaz!

Güzel kokular sürün gel
Yasemin, güle bürün gel
Çık hele bir gez dışarı
Parklara git, bir görün gel!

Şaban AKTAŞ
13.01.2019 - 17.38

Bu şiir bir çırpıda çalakalem
bir kaç dakikada akla geldiği gibi
tek sözünü değiştirmeden
tarafımca yazılmıştır;
şekil A’da olduğu gibi..

:::::




AŞK VE KİTAP

sayfa sayfa okuduğum
her kitabın
erinciyle gönendim
bilinciyle donandım,
bir şey daha
her kadın bir kitap
ben aşka inandım
kutsal kitap kadar

kitap sayfa sayfa
dikkatle okunmalı,
kadın
bütünüyle özenerek
karesiyle milimetrik
ne çok kitap yazar
kalem kalem kaşlar,
hayat, erkek için
kadını sevmekle başlar
tenine, aşk dolu
usulca dokunmalı
her kadın bir deniz

dalga dalga saçları
om’zundan dökülen
suya düşen çağlayan
aldanmaz ona
yüreğini yürekten
nabzını sımsıcak
dinler gibi bilekten
aşk ile bağlayan...

Şaban AKTAŞ
14.01.2019 - 16.42



KİM DELİ?!

Bana deli dedin ama
Bu doğru değil
Diyeceksin ki nasıl;
Olmasaydın
Görmeseydim yüzünü
Sevmeseydim seni, asıl
O zaman delirecektim
Yoksa ben nasıl yanıp
Özüme inip
Kendime gelecektim?!

İyi ki sen vardın;
Mutsuzluğu yaşantımın
Tırmanırken
Doruklarına nefretin
Beklenmedik bir anda
Apansız girdin içeri;
Anımsadın mı
Yanındaydı öğretmenin;

İşte o an ilk bakışta
Su ateşe döndü, ateş suya
Sonrasında her gün
Gözlerinde doğdu güneş
Ay yüzün ile battı
Düşlerin ile
Dalıp gittim uykuya..

Gözlerin, yıldızlı gece
Büsbütün kainattı;
Yoksa nereden bilirdim
Aşk ile döner devran
Gözlerin gözümde her an!

Sen bana geldiğinde
Bir şey yoktu elinde,
Giderken
Dünyam vardı gözlerinde...

Gelişin güzeldi
Hiçbir art niyet yoktu
Tamamen iyi niyet
Gidişin ise
Tam bir kıyamet
Yaktın yüreğimi
Derin iz bıraktın
Yeryüzüne
Gökyüzünden
Kayan yıldız gibi aktın
Çakıldın yüreğime
Beynim
Bir uçtan
Bir ucuna evrenin
S/açıldım darmadağın
Yıllar sonra toparlanıp
Daha işte yenice
Gelebildim kendime..

O getirmişti seni
Ne senin ne de onun
Birlikte gelişiniz
Bil ki bir tesadüf değil;
Onun adı Aysun’du,
Sen ise gül
Nokta, vir/gül,
Yüz/ bölü üç
İmlân ve sim(y)an ile
Sığmadın hecelere
Ay sundun
Kapkaranlık gecelere!...

İşte böyle
Ay Güzeli
Sevda Seli,
Kafayı yedirten
Deli, manyak
Şiirler var bende
Deli deyip
Sen beni
Sevsen de
Sevmesen de!..

Şaban AKTAŞ
13.01.2019 - 14.13




DERİNKUYU

Ah sen yok musun ya sen
Neler yaptığını bir bilsen
Haberin yok hiçbirinden
Dile düştü güzelliğin
Damar damar yürüdün
Tüm yürekleri bürüdün
En güzel çiçeklerin
Dallarında özsuyuydun

Gül yüreğimde
Sevgi ile hasretin
Açıtığı derin kuyudan
İçen delirdi içen delirdi
Bir sen kaldın içmeyen!

Sen mi delisin el mi deli
Usul usul anlat bana
Söyletmeden deli deli
Nedir aşkın güzelliğin
Bu hasretin bedeli?!

Kimi kıskanarak
Çatladı hasetinden;
Kimi yandı küle döndü
Pervaneydi hasretinden..

Ay Güzeli Sevda Seli;
Ay düştü suya
Ayna oldun Derinkuyu’ya
Ne senden ne benden /izin
Şairler dize ç/aldı/ sazlar seni
Gözünde gözüm, dizimde dizin
Yelken açtım denizlere
Hasret ikimize kaldı..

Şaban Aktaş
13.01.2019 - 13.19




BİR ŞEYLER YAP BENİM İÇİN!

Derdim ne pul ne paraydı
Ne mal mülk ne köşk saraydı
Gönlümdeki tek dileğim
Kolların beni saraydı

Aşkım, beni düşünürsün
Bir şeyler yap benim için
Sen bana ben sana hasret
Yanıyordur senin için

Dalga deniz yara yara
Kıyı köpük vura vura
Kapanmaz bu derin yara
Hasret kâlbi vura vura

Aşkım, beni düşünürsün
Bir şeyler yap benim için
Sen bana ben sana hasret
Yanıyordur senin için

Aşkla dolu her hatıra
Seni yazdım her satıra
Çekemezdi hasretimi
Yükleseydim bin katıra!

Aşkım, beni düşünürsün
Bir şeyler yap benim için
Sen bana ben sana hasret
Yanıyordur senin için

Kimse bana inanmadı
Benim kadar da yanmadı
Ben dayandım bu hasrete
Başka kimse dayanmadı

Aşkım, beni düşünürsün
Bir şeyler yap benim için
Sen bana ben sana hasret
Yanıyorum için için

Şaban AKTAŞ
13.01.2019 - 11.24

Fotoğraf:Şaban AKTAŞ

Şaban Aktaş, yeni bir fotoğraf ekledi.
12 Ocak, 20:15 ·
AYNADA İLK

Yüzüne ilk köpük çalan
Jileti eline alan
Kestirir yüzünü
Kanatır ordan burdan

Alışmamış çünkü daha
Elinde sağ, aynada sol
Hayat gerçek olsa da
Aynadaki zahiri yol

İşin, acemi, çıraklık
Bir ustalık dönemi var
Öğrenilen şeylerin
Yaşam boyu önemi var

Her iş baştan yapa yapa
Acıdan ders kapa kapa
Aynalar tersine döndü
Geldi geçti insan ömrü

Şaban AKTAŞ
12.01.2019- 20.15

ÖLENİN BİR DERDİ Mİ VAR?!

Herkes halin anlatamaz
Her şeyi içine atar
Uyku tutmaz göz kapamaz
İçten kemiren derdi var?!

Dertler bende türlü türlü
Yedi ömrümü götürdü
Çok sevdiğimden ötürü
Yüreğimin çok derdi var!

Yürü bebek var git yürü
Dalga dalga saçın sürü
Nedir bu elimin körü
Nankörlüğün çok derdi var!

Düşünürken derin derin
Düşüne dalar giderim
Kapanır gider gözlerim
Her ölenin bin derdi var?!

Hayat oltada bir balık
Tutulur bir yeme alık
Mahşeri bir kalabalık
Oranın da bin derdi var?!

Dert çile kahır küpüyüm
Dalgalı köpük köpüğüm
Aktaş’ım dilde türküyüm
Sazımın da bin derdi var

Şaban AKTAŞ
12.01.2019 - 15.04

Fotoğraf: Şaban Aktaş
MISIR ÇARŞISI YAN SOKAK

SAÇI KARA AK KUZUM

Saçı kara ak kuzum
Gözüme bir bak kuzum
İnadı bırak kuzum
Yaptıkların doğru mu?!

Çocukluğun bir melek
Huysuzlaştın giderek
Şu dönen çarkı felek
İyi günde durur mu?!

Gözlerin üzüm üzüm
Sürmeli ceylan kızım
Kim dindirir bu sızım
Ağlasam bell’olur mu?!

Eller beni ne bilsin
Baş öne mi eğilsin
Sanki evlât değilsin;
Kim verdi o/nurunu?!

Dillerimi lâl ettim
Hakkımı helâl etttim
Kalmadı şikayetim
Öttür felek borunu!

Sözlerim diken diken
Benim acını çeken
Felek yuvalar yıkan
Bir gün arar bulur mu?!

Ben şeytanım sen melek
Dönmesin çarkı felek
Elenir kalbur elek
Her tanem un olur mu?!

Aktaş’ım sen mert misin
Dilin ağır sert misin
Sen benden de dertlisin
Derdim derman olur mu?!

Şaban AKTAŞ
12.01.2019 - 01.23