12
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1164
Okunma
7 Haziran 2008 cumartesi
kendimi kayıplarda
bir yürek sızısı kalan parçamda
yokuşlarda sürülen bir pınar , ellerimi çizgileştiren..
korkular esirim, eskiye dair..
papatya sinmiş omuzundaki sıcaklığa
avuç için titremiş samimiyetinde
biz öyle hasret
biz öyle uzun bir geceymişiz ki günlerimize..
suskularım sana
bakışların gözlerime
öylesine unuttuğumuz bir seviymiş ki
hasret..
hasretimiz..
sana dair, biz..
ellerimiz sahibini bulmuş gibi sanki..
yüreğimiz yokuşa tırmanmış gibi..
gidiyor olman ölümse de yaşamalarımıza..
ölüme alışmış gibi işte bedenim..
yok oluşa dair..
kendime yorgun
sana vurgun...
yolcu gibi..
korkak
korkularımla sana sıkkın
batak ,
dengesiz bir kaptanım ya ben..
hem kaybetmeye alışık
hem kazanmaya mutlu
hem de kayıp bir suda...
maviye doyamamış..
bulanmış..
kendimin katili..
denize intihar..
kalem..
kağıt...
kelime...
hepsi ben...
var oluşta , yoklukta...
yolcu..
yolcu..
yolcu...
yönü belirsiz..
ya kuzey
ya güney.....
sebebi sen....
sebebin böylesine benken...
bekle
unuttum...
gideceğim.....
senin zorunluluğunu göremeden.....
sonra ;
sev yine...
aşkların olsun...
yaşa..
doy...
tuz bas her defasında..
yan..
kana..
can ol...
ama kimse cananın olamasın!
kimse ben olmasın!
ilkin bendim ya hani!
ilkimsin ya!
biraz git..
benden..,
senden...
ve yine sonra...
hala bensem..
hala sensen..
güneş varsa üzerimizde...
yağmura karışırız...
ıslanırız belki...
gelirim..
gelicem.. biliyorum....
şimdi..
sustum....
sorma!
duyma!!
yaşa..
bekle...
Çünkü seviyoruz..
çünkü biliyorum
çünkü bize dair
çünkü sevdamız...geleceğe dair..