1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
582
Okunma
Elim kalem tutmasına tutar ama yazar mı bilmem
Bellow’un dediği gibi ben boşlukta sallanan adamım
Ne bu kentten gidenim ne başka bir kente koşarak girenim
Ben ne muhubbiyim ne Süleymanım
Kardeşimden yakınsın bana canım, pirim, hünkarım
Üzülme...
Sorarlarsa beni sana öğretmendi dersin, talebesi olmayan
Sorarlarsa beni sana subaydı dersin, emrinde askerleri olmayan
Sorarlarsa beni sana işsizdi, muhalifti, yorgundu dersin
Ve sorarlarsa beni sana henüz ölmedi, yaşadı bir zamanlar dersin
Sen bütün heybetinle, görkeminle karşıma dikilen Romasın
Ben her zaferi bir kaybediş olan Pyrrhus’um
Savaşlarım aldatıcı ve zaferlerim bir hiç içindir
Dayan yüreğim dayan
Elim kalem tutmasına tutar ama yazar mı bilmem
Ben boşlukta sallanan adam bir gün gideceğim buralardan
Hınca hınç bir alemde yaşarım az buz
Ya sen canım, pirim, sultanım ve hiç olmayan sevgilim
Geride bıraktıklarım...
Yalnızca siz gelmelisiniz çirkinliğim, karanlığım ve göz yaşlarım
Dolup dolup taşmalı bavulum cam kırıkları ve kan taneleriyle
Ama sen sultanım bırakma beni
İsa’dan sonra olsa da doğuşumuz
Sen bekle yine de asırlar öncesinde
Arala nolur sis perdemi ve çağır beni yanına
Doya doya çekeyim gül kokunu canıma
İstersen bir yarada sen aç bağrımda
Ama bekletme daha fazla
Canım, pirim, sultanım
Üzülme...
Özkan ÇALIŞ
5.0
100% (2)