1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1113
Okunma

hiç bir şey bir kadının
sessizliği kadar acı veremez
yahut kömür kokuyor diye
bir şehir terk edilemez
sonuna kadar varlığın ruhu
yokluğun sırrına gebedir
bekler durursun
biliyorum denizden gelenin üstü
iyot kokusuna bulanır
mağlup edilmiş her balık
mümkün mertebe gözlerini pörtletir
solungaçlarını karartır
üstelik bir de martıları bağırtır
sen ise hiç bir şey olmamışcasına susarsın
sahile varan her bakış
ardı arkası kesilmiyor diye ölümün
isyanda kirli fakat haklı bir fikirdir
keza mutsuz bir adamın
kızıl sakallarında her şey
uzun dolaşık ve eksik duruyor diye
yalnız kalınca içmesi eyidir
penceredeki Ay hariç çizince
boynuna en yakın yerde duran usturanın
daha inmeden yüzüne sızısını bilmek
zulada kurumuş ekmek kırıntılarıyla
tuzağına düşürdüğü yetim kedileri öperken
unutup fenerde rüzgara karşı işemek
aptallığın daniskasıdır
ama yapar mıyım yaparım
çünkü ben eksantrik bir adamım
sarımsak kokulu gazları seviyorum misal
eskimiş urbaları hatırası olan yerleri
üstelik büyük şeyleri de çabuk kaybediyorum
üstüne titrediklerimi en çok
kıymetine paha biçemediklerimi
seni ve beni
5.0
100% (5)