0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1202
Okunma
Hüzün yağar üstüme
Aldırış eylemem
Gama kedere bürünmüş cüsem
Gecem mutsuzluğa gebe
Ay saçar ışıklarını
Yılzdılar parlar durur
Dünya boş bir kabir
Sağım toprak altım toprak
Üstüm taş
Hangi ara derten arınacakki
Omuzlarımın üstünde duran baş
Zaman devşirdi muradımı
Sol yanımın efkarı gamını
Nameler anlatmaz muradımı
Kırkı kırka böldüm
Kırkından kırkı doğurttum
Aldığım nefesle doğruldum
Aklın zehrine
Vicdanın melhemine
Zalimin zülmüne
Merhametin zenginliğine
Dertler istila içinde
Hücrelerim katıksız keder dolu
Ay güneşe gebe kalır
Yıldızlar göz yaşı döker
Yağmur tufandan tekme yer
Gök ve toprak pay eyler
Cüsem virane olur
Yıkık peri perişan
Lakin halen elem keder içinde
Dizlerim taşımaktan gına eyler
Kollarım omuzlarımda durmak istemez
Gövdem dik durmaya çabalar
Boynum
Hakka eğilir
Elem gelse, dert gelse
Tüm hücrelerimi istila etse
Ne fayda
Haktan geldim
Hakka giderim
Üryan geldim
Beş kat kefen ile giderim
Huzur mutluluk
Toprakta gizli
Terazi tartar
Hayrı günahı
Ya mukafat vardır cüsseme
Yada zindan vardır
Bedeni terk etmiş ruhuma
Vicdanım his etti
Aklım ömrüme çelme taktı
Gözlerim gördü
Dünya baldan tatlı geldi
Merhamet yüklendim
Elem keder gam geldi
İmdat eyledikçe
Toprak üç bir yanıma geldi
Üryan yanım
Dünyaayı giyindi
Şimdi ise
Sıra
Aktan ak olan
Kefene geldi...
5.0
100% (2)