eski zaman eşkiyaları-2
krizantemler kasımda açarmış/birileri varmış dağlarda...
hakların ve halkların kırıldığı bir çağdı.. bir tütün sarar çağa karşı eşkiya duman sabır.. çağaşan isyana dağınık düşler sunar.. gözlerinde ada taşıyan eşkiya ve yaban güvercinlerle oynaşan bir çatışmaya kanat çırpıp ezgim budur diyen dalgaları çakıl taşlarına tüveyçleyen sloganlarla silahları gümüşleyen.. yoksul köy akşamlarını ekmekle bölüşen günleri direnmelere önsüren yangın yürek, bayraklı burç, hırçın su.. kekik kokan topraklarda şafak zamanı turşik toplayan aşiretlerin kara çadırlarında taze keçisütü kokan damlarında zozanların tezek alevlerinin kıyısında. zaman yasak eşkiya zaman unutulmuş bir isim dil ucunda.. acıların dünü, yalnızlıkların düğünü, özgürlük sürgünü eşkiya.. tozunu toprağını attırırsın yolun nallanmış atlarıyla hüznün uğur saydığın şanlı uysal kirpiklerin yontulur gider kaçak günlerin.. ıslıkla türküler çalıyor şîvan şilan topluyor bir yandan munzur/nemrut/süphan’dan bir isyan koparıyor serhîldan’da gözleri.. vişne tomurcuğu düşünüyordun ve onun için göçediyordun başka topraklara ama yaylalarda otlar kurudu sular çekildi.. sonyazdı..vuruldun dağlarda ıtır ve nanelerin yanında yaprak gölgelerin sınırında güvercin bakışların neferi.. iki damla göz yaşı düştü vurulunca sen yıldızlara yükselen gözleriyle harran’ın yaşsız kadınının gözlerinden. dört gün göçmen bakışlım ley kartal yuvasında dinginlik ve kaygılı günler sonrasında poyraz suskunluk eşkiyanın düşü özgürlük özgürlük zaten eşkiya... GBa |
Sözlerinde ada taşıyan şiir,
İyi ki yazılmışsın,
Saygımla...