8
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1719
Okunma

Bir laneti dillendirebilirsin
Terennüm yüklü gazabında şehrin
Islıklanan yalnızlığımı da yok sayabilirsin.
En delici bakışa kurban edildiğim gerçeğini de yok sayıp
Varlığımı kutsayan duaların yüzü suyu hürmetine
Aşka bandığım heceleri
Yılmadan yığdığım şu gönül tezgâhında
Basireti bağlanmış ömrün külliyatı adeta
Güzergâhı olmayan mutluluğun kayıp her zerresi.
Yalın bir tutum ama ısrarcı olmayan;
Kanıksanası bir acı
Bir eşi daha bulunmayan.
Kazan kaldıran ruhumda suskun bir coğrafya adeta
Cefasını yüklendiğim
Kimlik kavgamda derin bir iz
Yüreğimin birikintilerinde.
Kusursuz olabilseydim keşke
Zarar vermediğim o geçkin ve meşum binlerce gölge;
Şahit tutulduğum akıl pazarı
Yaşadığımı unutup
Yazmaya biat şiar edindiğim efkârı
Beyhude olduğunu bile bile
Gizlendiğime dair bir veryansın
Ucu yanık şiirlerin can damarı.
Kıyamda olsam bile neyin nesidir bunca acı?
Zeval bildiğim ne çok işkence
Ellerimle kendime sunduğum en acı reçete
Dinginliğin özlemine bandığım
Kuru ve tıknefes hayallerde
Cılkı çıkmış evrenin soyut ve geçkin naşı.
Öykündüğüm ne yalan ne düne dair;
Varlığım kayıtsız bir rutin
Gece ve günün emrine amade:
Şık bir sevinç olsaydım ve makbere uzanmadan
Şahit tutulsaydım gazabında şiirin
Bir de tanık iskemlesinde ölü şairlerin
En yakın duygu:
Vicdanla örtüşen acının iz düşümü.
Muadilim olsa olsa
Mensur bir şiire hediye ettiğim
Bunca duyguya kefil…
Soytarı teninde beyitlerin
Yüreğim kâh redif kâh gazel
Kambersiz düğün misali
Miadı dolmuşken esaretin de vebali
Adeta hazan mahsulü sair hikâye.
5.0
100% (15)